Devlet eli ile tarım arazisi nasıl yok edilir’in hikayesi.

Bizim gibi ülkelerde, tarım arazilerini yok etmeye niyetlenmişseniz, öykü hep aynıdır. Önce tarım arazinin üzerinde mevcut ürün varsa, ürünün verimli olmadığı, ticari bir değer yaratmadığı,  ürün yoksa, tarım arazisi vasfı taşımaktan çıktığı, bir başka işte değerlendirmenin uygun olacağı yolunda devlet eliyle bir rapor hazırlanır ve kısa bir süre sonra icraat başlar.. Ağaçlar kesilir ve bilinen son..

Sonu  anlatmadan önce, başlangıcı anlatırsak olay daha iyi anlaşılır..

Mustafa Faik Saraçoğlu Avukattır. Mesleğinden kazandıkları ile Erdemli, Kargıpınar’ında 280.000 m2.lik bir alanda Enderdonat Limon bahçesi tesis eder. Hatta Amerika’ya gider ve gizlice getirdiği Avokado fidanlarını ilk kez bu bahçeye diker ve Avokadonun Türkiye’ye getirilmesinde öncülük eder.  Bir süre kendisi üretim yaparsa da, yaşlanır ve bahçeyi kendisi tarafından kurulan Yardım ve İyilik Vakfına bağışlar. Yardım ve İyilik Vakfı mütevelli heyetinde Tarım İl Müdürlüğü ve Mersin Barosu da dahil olmak üzere Mersin’in tüm dinamikleri vardır. Vakfın amacı bahçeden elde edilecek gelir ile yaşlı ve düşkünlere bakmaktır. Asıl iradesi ise bahçenin büyük gönül verdiği tarım arazisi olarak değerlendirilmesidir.

Ancak bir süre sonra, limon üretiminin profesyonel bakım gerektirmesi ve vakıf tarafından kurulan iktisadi işletmenin ise bu işi yapmakta zorlanması nedeniyle bahçenin kiraya verilmesi kararı alınır. Kısa bir süre sonra ise bahçe ahbap-çavuş ilişkisi içerisinde Hal komisyoncusu – sert çekirdek yetiştiricisi yeni kiracıya 2023 yılına kadar kiralanır.

Bahçe teknik anlamda 20 – 40 yaşlarında 5.000 ağaçtan oluşmaktadır. Ağaçların türü Enterdonat Limondur. Avrupa ve Rusya pazarında tercih edilen bir limon türü olması nedeniyle pazarlaması kolay bir üründür. Bahçenin iyi bakım şartlarında her yıl bin ton civarında üretim potansiyeli bulunmaktadır.

Kargıpınar,  olağanüstü, alternatifsiz ve Türkiye’nin en büyük limon üretim bölgesidir. Halkının yüzde 90’ının geçimi limondur.  Çevre beldelerle birlikte bir milyon tona yakın limon üretildiği resmi kaynaklarda belirtilmektedir.

Ancak bir sorun vardır. Kargıpınar’ı ve ve vakıf bahçesinin bulunduğu alan çok kıymetlenmiş, çevresi ise yazlık site ve konutlarla dolmuştur. Kentleşme baskısı alabildiğince yoğunlaşmıştır. Bundan sonra bu alanın bahçe olarak kalabilmesi çok zordur.

Hemen birileri devreye girer, resmi görevliler tarafından oluşturulan bir heyetçe rapor hazırlanır.

Bu raporun sonuç bölümü aynen şöyledir:

Üretim alanında 2013 yapılan tavsiyelere uyularak gerekli yatırımların gerçekleştirildiği, ancak limon üretim alanlarının mevcut hali ile karlılıktan uzak olduğu, yapılan girdi maliyetlerini karşılayamadığı, virüs hastalıkları ile bulaşık olması nedeniyle en kısa sürede imha edilmesi gerektiği, sert çekirdekli meyve türlerinin bölgeye çok iyi adatpe olduğu, verimlilik kalite ve karlılığın yüksek olduğu, kısa vadede tüm alanın sert çekirdekli meyve türlerine dönüştürülmesinin erken meyveye yatma özellikleri nedeniyle kısa vadede yatırımın geriye dönmesinde önemli olduğu, bazı parsellere avokado dikilmesinin ürün gamını çeşitlendirmede iyi bir alternatif olacağı, ancak uzun meyveye yatma döneminin gözönüne alınması gerektiği sonuç  ve kanaatine varılmıştır.

Bahçenin çevresinin yazlık site ve konut alanları ile çevrili olması, tarım arazisinin arsaya çevrilmesi için yeterli değildir. Hemen bir hastalık uydurulur. Turunçgillerde Sarı Damar Açılması Virüsü Hastalığı..

Bizim ülkemizde pek görülmeyen, ancak Pakistan,Hindistan gibi ülkelerde ciddi sorunlar oluşturan ve karantina uygulaması gerektiren bu hastalık literatürde vardır, ancak bizim narenciye üreticileri bu hastalığı bilmez. Bu hastalıkla ilgili yetkili çevreler tarafından yapılmış tek bir uyarı bile yoktur. Ama hastalık raporda vahim olarak yer alır.

Dönelim yine rapora;

Mevcut limon alanları mevcut hali ile karlılıktan uzak, girdi maliyetlerini karşılayamaz durumdadır denilmektedir. Raporda bu tanımlama yapılırken, raporun düzenleme tarihinde limon dalında, iki TL.dir. Son yıllarda fiyatı artan en önemli tarım ürünüdür. Diğer narenciye ürünlerine göre rekorlar kırmaktadır.

Raporun en önemli bölümünde ise bahçenin virüs hastalıkları ile bulaşık olması nedeniyle en kısa sürede imha edilmesi gerektiği belirtilmektedir. 3.500 Ağacın imha edilmesine onay veren bu rapor da,  virüs’ün sadece bu bahçede mi sorun teşkil ettiği, başka bahçelere sıçrayıp sıçramadığı, sıçramışsa bu bahçeler içinde imha onayı verilip verilmediği, bölgesel karantina uygulanıp uygulanmadığı ve en önemlisi bölge çiftçisinin bilgilendirilip bilgilendirilmediği  belirtilmemiştir.

Eğer bölgede bahçe imhasına kadar gidecek bir virüs varsa, bu sorun çok önemlidir ve Erdemli yöresindeki tüm bahçelerin imhası sonucunu doğuracak kadar ciddi sonuçlar doğurur. hasat’ın büyük ölçüde yapılmış olması ve budama mevsiminin gelmesi nedeniyle bölgede yoğun budamaların yapıldığını, bu hastalıktan budama işçilerinin haberdar edilmediğini, budama esnasında ise bilinen mutad sterilazyon dışında özel bir koruyucu önlem almadıklarını, ancak belirtilen ve bölgede virüs olarak bilinen bir hastalığın Erdemli Limon bahçelerinin tamamında yoğun olarak bulunduğunu budama işçileri belirtiyorlar. Mersin Tarım İl Müdürlüğünün raporu dikkate alındığında, böyle bir tehlike varsa bölge limon üretiminin ve çiftçilerinin başı büyük belada.

Raporun diğer bir bölümünde ise imha sonrası iş birden bire tavsiyeye dönüşüyor. Sert çekirdekli meyve türlerinin bölgeye çok iyi adatpe olduğu, verimlilik kalite ve karlılığın yüksek olduğu, kısa vadede tüm alanın sert çekirdekli meyve türlerine dönüştürülmesinin erken meyveye yatma özellikleri nedeniyle kısa vadede yatırımın geriye dönmesinde önemli olduğu belirtilir.

Tabi şaşkınlığınızın artmaması mümkün değil. Tarım İl Müdürlüğü raporunda Kargıpınar gibi Limon üretiminde kendisini ispat etmiş bir alana sert çekirdekli ürün yetiştirme tavsiyesi yapılmaktadır. Oysa limon seçici olup, soğuk etkisi olmayan ve 300 mt.ye kadar alanlarda yetişirken, sert çekirdekli ürünler 800 mt.ye kadar olan her alanda yetişmekte ve seçiciliği az bir üründür.  Limon ülkemiz için rakipsiz bir ürünken, sert çekirdekliler pek çok ülkede yetişmektedir. Getirisinin yüksek olduğu raporda belirtilmesine rağmen, bu verinin hangi piyasa araştırmasına dayandığı hususu raporda yer almamaktadır.

O halde, durup dururken neden sert çekirdekli tavsiyesi yapılır?

Sonra vakıf bahçe kiracının sert çekirdekli ürün yetiştiricisi ve pazarlayıcısı olduğu aklınıza gelir ve garip bir gülümseme yüzünüze yayılır. Bu rapor adrese teslim bir rapordur.

Rapor düzenleyiciler, sert çekirdeklilerin erken yatmaya meyilli olması nedeniyle kısa vadede kar’a dönüştüğünü belirtirken, sert çekirdek ağacının 10 yılda ekonomik ömrünü tamamladığından  söz etmezler. Narenciye üretim bölgelerinde, şekerli meyve üreticiliğinin Akdeniz Meyve sineğini üretmekten başka bir işi yaradığını belirtmezler.

Sonuç;  vakıf kiracısı sert çekirdekli meyve dikecek, kısa sürede kar’ını elde edecek, kira süresi bittiğinde ise ekonomik ömrünü tamamlamış ağaçlarla birlikte bahçeyi vakfa teslim edecektir. Kısacası kiracı bu işten büyük paralar kazanırken, kaybeden vakıf olacaktır. Kira süresi sonunda boş tarla elinde kalacak, elinde kalan tarla-arsa için müteahhit arayacaktır.

Yorum yapın

1 + 1 =