Narenciye Dünyasının Kurtuluş Reçetesi Galiba Sunkist Sistem  

1890’lı yıllar, Amerikalı narenciye üreticileri için kabus dolu yıllardır. Bir yıl boyunca yetiştirdikleri, emek verip ürettikleri narenciye ürünlerini satamıyor, ürünleri dalda kalıyor, büyük zararlar ediyorlardı. Muhasebeciler muhasebe defterlerine kazancı siyah, zararı ise kırmızı mürekkepli kalemle yazdıkları ve 1890’lı yıllarda tutulan muhasebe defteri kıpkırmızı olduğu için o yıllara “kırmızı mürekkep”li yıllar demişler.

Kırmızı Mürekkepli yıllarda Amerikalı üreticiler tıpkı bizde şimdi olduğu gibi sadece narenciye yetiştiriciliğiyle yetiniyor, ürünün işlenmesi, ambalaj, hasat, nakliye ve pazarlanması işine karışmıyorlardı. Bu işi yapan tüccarlar vardı. Onların da aralarında uyumlu bir çalışma olmadığından dağıtım sisteminde ciddi sorunlar ortaya çıkmıştı. O dönemin tüccarları talep envanteri oluşturmadan, ihtiyaç sorgulaması yapmadan, aynı bölgeye başka tüccarın ne gönderdiğini bilmeden ürün gönderiyor ve ihtiyaç fazlası ürün nedeniyle şişen piyasa da fiyatlar aniden düşüyordu. Büyük pazarlara ulaşan ürünün küçük pazarlara da ulaşması için yeniden ortaya çıkan indirme-bindirme, istifleme, nakliye gibi işlemler ve bu arada geçen zaman ürün kalitesini düşürüyor, maliyetleri de yükseltiyordu. Üretici kazanamadığı gibi, dağıtım sistemindeki aksaklıklar ve artan maliyetler nedeniyle tüketicinin de sofrasına uygun fiyatlarla ürün ulaştırmak mümkün olmuyordu.

Bu koşullar altında üretim işini sürdürebilmek, kaliteli ürün yetiştirmek ve tüketiciye ucuz ve sağlıklı ürünler temin edebilmek mümkün değildi. Daha iyi üretim, hasat, işleme ve dağıtım yöntemleri geliştirmek için örgütlenmek gerekliydi. Aslında 1885 yıllarında kurulmuş ve Güney Kaliforniya Portakal yetiştiricilerini Korumak amacıyla örgütlenmiş bir birlik vardı ve bu birlik canlandırılmalıydı.

Güney Kaliforniya Portakal Yetiştiricileri Birliği kısa bir süre sonra aktif hale getirilir. Birlik faaliyete geçtikten hemen sonra üyelerinin meyvelerinin dağıtımını denetlemek ve doğu pazarlarını geliştirmek için çaba gösterilse de, birlik üyelerinin ürünlerini birlik dışında satma isteklerini kontrol edememeleri, nakliye hizmetlerindeki organizasyon bozuklukları, koordinasyonun iyi oluşturulamaması gibi nedenlerle bir süre sonra faaliyetlerini durdurmak zorunda kalırlar.

Ancak su akmaya başlamıştır. Mutlaka yolunu bulacaktır. Öyle de olur. Üretici ve ürün işleyicilerini ortak bir payda da bir araya getirmeye çalışan üç örgüt aynı zamanda kurulur. Fakat bu örgütlerin üretici ve paketleyicilerinin menfaatlerini ortak bir payda da birleştirme girişimleri de sonuçsuz kalır ve bu örgütler başarısız girişimler olarak tarih yapraklarında yerini alır.

Tecrübeler göstermiştir ki, tüccar ve ürün işleme tesisi işleticileri gibi menfaat gruplarını ile üreticiyi bir araya getirmek mümkün olmuyor. Bir yıl boyunca üretim yapmak için çaba gösteren, bir yıl sonra ürününü yetiştirip satan üretici ile bir çırpıda para kazanmak isteyen tüccar ve bir sezonda para kazanmak isteyen ürün işleme tesisleri sahiplerinin para kazanmaya verdikleri anlam farklıdır. Üreticinin kazancında emek ve sabır varken, diğerleri riske dayalı ve kolaycıdır. Bu nedenle, üreticiler kendi ürünlerini işleyeceği paketleme tesislerine sahip olmalı ve kendi ürünlerini kendi kuracakları organizasyonlarla satmalıydılar.

Mevcut sistemin altyapısı aslında 1880’li yıllardan beri bilinmektedir. Bu sistem ıslah edilir ve mevcut sistem üreticilerinin oluşturduğu birlikler haline dönüştürülebilirdi. Hiç vakit kaybetmeden Riverside yakınlarında daha önce kurulmuş olan Pacappa Portakal Yetiştiricileri Birliği ilk işleme ve paketleme tesisini satın alır. Birliğin üyeleri ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde üyelerin ürünleri birlik paketleme tesislerinde işlenecek, havuz bazında sınıflandırılacak ve satılacaktı.

Bu sistem kendini geliştirerek büyürken, aynı amaçla 1905 yılında Claremont California Meyve Yetiştiricileri Birliği ve Portakal Yetiştiricileri Birliği adı altında iki kooperatif daha kurulur. Bu kooperatiflerin çalışma yöntemi de aslında 1880’li yıllardan beri uygulanan ve bilinen Sunkist isimli bir çalışma esasına dayanıyordu. Önceki yıllarda felaketle sonuçlanan ve üreticinin büyük zararlar ettiği tüccar-paketlemeci-üretici üçgeninde gelişen ve büyük sorunlar oluşturan, işler arttıkça karmaşıklığı artan, karlılığı ve kaliteyi ortadan kaldıran “düzensiz pazar”ın yarattığı problemleri ortadan kaldırmaya çalışıyordu. Bu arada işler yolunda gitmeye başlamış ve yine o yıllarda doğu pazarlarıyla bağlantı sağlayan kıtalararası demiryolu bağlantısının tamamlanmasıyla artan doğu nüfusu Kaliforniya narenciye endüstrisinin ürettiği ürünler için büyük bir pazar haline gelmiştir.

Aldıkları rüzgarın etkisi ile Portakal yetiştiricileri Los Angeles’te buluşurlar. Büyük ölçüde Claremont ve Pacappa Birlikleri tarafından benimsenen ilke ve kurallara dayalı bir kooperatifler kurma kararı alırlar. Portakal üretim alanı olan 8 bölge belirlerler. Hedef yerel marka oluşturmaktır. Her üretici kendi ürününü hasat edecek ve teslimatta eşit şarta sahip olacaktır. Meyve dağıtımının ihtiyacı göre belirlenmesi ve siparişlerin karşılanması ve yönetilmesi amacıyla tüm kooperatif ve yöneticilerine açık olan merkezi bölge ofisleri kurarlar. Organizasyon ve pazarlama planlarını onaylarlar ve Güney Kaliforniya da oluşturdukları Meyve Borsası’na yönetim kurulu atarlar.

Kooperatif yapılarının oluşturulması, borsanın kurulması, pazar ağının geliştirilmesi, satış gelirlerinin artırılması, arızi giderlerinin azaltılması yönünde çok ciddi başarılar elde etmelerine rağmen, üretimde deneyimsiz olanların sisteme hızla giriş yapabilmeleri, borsa ve kooperatiflere deneyimsiz ve liyakatsiz yöneticilerin atanması, kendilerinde bulunan sipariş taleplerini diğer Sunkist gruplarla paylaşmaması gibi nedenlerle, Kaliforniya portakallarının satış grafiği hızla düşer. Ürünlerini satamayan üretici mevcut Sunkist sistemi dışında başka pazar arayışlarına girer. Bu durum sistemsizliğe, belirsizliğe, kuralsızlığa dönüşün işaretleri gibidir. Kötü sona yaklaşmamak için derhal takas-satış programını güçlendirecek bir plan geliştirilir. Güney Kaliforniya Borsası anonim hale getirilir. Doğu pazarlarındaki satışı güçlendirmek amacıyla acenteler atanır. Alınan tedbirler kısa zamanda kendisini gösterir ve borsa hem sevkiyat, hem de işlenen toplam endüstri mahsulü açısından istikrarlı bir büyüme gösterir.

Kaliforniya Meyve Ajansının başarısızlığı bu istikrarlı büyüme üzerinde olumsuz etkiler bıraksa da asıl sorun 1902-1903 yılında kendini gösteren ürün fazlası ile ortaya çıkar. Fazla ürünün pazarlanmasında Meyve Ajansı başarısız olunca, borsa ile ajans arasında anlaşmazlıklar ortaya çıkar. Üretim fazlasını çok düşük fiyatlandırma yöntemleri ile tüketmeye çalışan nakliyatçılar ve tüccarlar piyasa da bolca boy gösterir. Borsa ve ajansın ortaya çıkması ile gelirleri iyice azalan komisyoncuların fırsatçı tavırları da bu durumu tetikler. Sistemde çatırdama sesleri duyulmaya başlamıştır.

Üretici aslında Sunkist sistemden önceki yılları unutmamıştır. Tüccarın, paketlemecinin ve kuralsız pazar sisteminin kendisinde açtığı yaralar hala kapanmamıştır. Bu nedenle yeniden bir araya gelirler ve hoşnut olmadıkları Ajans düzenleme sisteminin kaldırılmasına karar verirler. Kooperatif ve Borsa yöneticilerinin yerel üreticiye danışmadan karar aldıklarını, yerel demokratik kontrol ilkesini ihlal ettiklerini düşündüklerinden bu sistemin ıslahı için çözüm yolları bulurlar. 1905 yılında yürürlüğe giren Temel Kooperatif Yasasının kooperatif ilkelerini eksiksiz uygularlar.

Aslında başarılı kooperatiflerde ortakların çıkarları ile ticari faaliyet çıkarlarının aynı olması gerekir. Bu nedenle Sunkist sistem ile tek bir ürünü üreten üreticilerin olduğu ve tek bir ürünün pazarlandığı bir sistemsel bir yapıya geçilir. İşte asıl başarı bu odaklanma ile ortaya çıkar. Narenciye üreticisi ürünlerini toplu olarak pazarlayınca, üretimden tüketime kadar giden her aşamada kazancı başkaları ile paylaşmayınca sistemin erken başarısı Sunkist sistem dışında kalan narenciye üreticilerinin de sisteme hızla girmelerini sağlar. 1933 yılına gelindiğinde narenciye üretiminin %95’i Sunkist sistem tarafından pazarlanmaya başlanmıştır.  

Florida da benzeri narenciye üretim modellerinin devreye girmesi, Sunkist tipi kooperatifleşme, bölgede daha çok sanayi tipi narenciye ürünü üretilmesi gibi nedenlerle, meyve suyu üretimi ve işlemesi faaliyeti yürüten işleme tesisleri kurmakta gecikmezler, üretilen narenciyenin önemli bir bölümüne de işlenmiş ürün olarak pazara sunarlar.  

Aradan geçen yıllar narenciye ürünleri pazarlamacısı olan Sunkist’in yapısını değiştirmez. Elde edilen başarı görkemli olunca, kazançlar artınca, üretim bölgesi sayısı 24’e ulaşır ve  24 bölgede üyelikleri bulunan üreticilerin, kooperatiflerde, borsada ve doğrudan lisanslı paketleme tesislerinde, hem de Sunkist Grower İnc. gibi meyve suyu üretim tesislerinde sözleşme ile haklarının oluşması sağlanır. Kooperatifler ise bu sistem ile üretimden tüketime kadar her aşamada çok büyük performanslar gösterir.

Sistemin bir başka başarısı ise, üyelerinin üretim aşamasındaki finans sorunlarını avans yolu ile çözmek, üretilen ürünlerin kalitesine ve ilaçlama modellerine müdahale etmek, ekipman, ilaç ve gübre desteği vermek ve hasat mevsimi için gerekli en uygun zamanı belirlemektir. Bu yolla hem daha kaliteli ürünler üretmeyi başarmışlar, daha mutlu üreticilerle, ucuz ürün tüketen tüketicileri buluşturmuşlar.

İlk başlangıç ilkeleri 1890’lı yıllara kadar uzanan Sunkist sistemin başarısı, yıllar içerisinde ilmek ilmek oluşturulan kurallar silsilesi, her başarısızlıktan çıkarılan dersler ve demokratik kontrol sistemleridir. Kaliteli ürün üretmek ve üretici üyelerin ürünlerini değeri ile piyasaya sunmak, kazancı sahibine teslim etmek ve üretimden tüketime kadar geçen süredeki zayiatı en aza indirmek asıl hedefleridir.   

Ülkemiz dünya narenciye üretiminin önemli aktörlerinden birisidir. Olağanüstü bölgesel avantajlara ve son yıllarda nasıl hasat edileceği, nasıl pazarlanacağı dahi düşünülmeden kontrolsüzce büyütülen narenciye üretim dünyasında, düzensiz pazarın yarattığı sorunlar çığ gibi büyümüş, üreticinin üzerine kabus gibi çökmüştür. Sektörden hızla çıkmaya çalışanların ve sökülen bahçelerin yarattığı sorunlar daha da büyümeden Sunkist tarzı bir sisteme geçilmelidir.

“Narenciye Dünyasının Kurtuluş Reçetesi Galiba Sunkist Sistem  ” üzerine 2 yorum

  1. Elinize sağlık. Ekonomik güce sahip olsun ya da olmasın tüm çiftçilerimizin yürüttükleri faaliyetlerle ilgili ihtiyaçlarının karşılanması hayati öneme sahiptir. Bu noktada da kooperatifleşme kilit rol oynamaktadır, zira kooperatifler dayanışma ve karşılıklı yardımlaşmayı ön plana alarak verimlilik ve etkinlik amaçlı hareket ederler. Değerli Erhan Bey’in yazısında bahsi geçen Claremont’ta bir süre yaşamış biri olarak, ABD’de önemli bir marka haline gelen Sunkist’in başarısını yakından görmüş ve ürünlerini sıklıkla tüketmiştim. Benzer uygulamaların ve başarı öykülerinin ülkemizde de artması dileğiyle.

    Yanıtla

Yorum yapın

89 + = 99