O tarihlerde köy olan Mezitli’li çiftçi bir ailenin çocuğudur. İlk okulu bitirmiştir ama matematikle arası çok iyidir. Ticarete de yatkındır. Bu nedenle, emsallerinden hemen ayrılır. Kendisi ile aynı yaşlarda olan akrabası, çocukluk arkadaşı Ahmet Hocaoğlu ile ticaret yapmaya karar verirler ve Mersin Toptancı Hal’inde kiraladıkları küçücük bir dükkan da işe başlarlar.
Hiç unutmazlar. İlk ticarete başladıkları gün, bir bayram ve 1956 yılının 23 Nisan Günüdür. İlk ürün ise 141 kuruşa sattıkları taze fasulyedir Gençlikleri, dürüstlükleri ve çalışkanlıkları nedeniyle kısa zamanda müstahsil çevreleri kendilerini sever. Dükkanlarına gelen sebze ve meyveyi en iyi şekilde değerlendirdikleri ve müstahsilin parası gününde ve düzenli olarak ödedikleri için dükkanları dolup dolup boşalır.
Bu durum üreticiye de yansır. Ürettikleri malların en iyi şekilde değerlendirildiğini gören üretici her geçen gün üretim alanını genişletir, çeşitlerini ise çoğaltır.
İşler öylesine açılmış ve iyi gitmeye başlamıştır ki; kısa zamanda adeta “kaplarına sığamaz” hale gelirler. Onlara artık halde “sebze ve meyve” satmak yetmez.. Daha büyük işleri girme istekleri her geçen gün bir coşku halini alır.
O yıllar da, Türkiye bir tarım ülkesidir ve ihracat politikası da, kuru üzüm, incir, fındık, pamuk gibi belirli ve sayılı ürünler üzerine kuruludur. Fakat bu ürünler dışında da ülkede üretim artmaktadır ve Çukurova da dikilen narenciye fidanları meyve vermeye başlamış ve artık Mersin’in ihtiyacının çok ötesine geçmiştir.
Ortağı Ahmet Hocaoğlu ile birlikte 1963 yılında Kolektif Şirket kurarlar ve Mersin’de ilk ihracat iznini alırlar. Aynı yıl içerisinde Almanya’ya Konsinye Limon satışı yaparlar. Yani mal Almanya’ya gidecek, satılacak ve sonra parası alınacaktır. Risk alınarak yapılan bu satıştan sonra kazanılan başarının ardından diğer başarılar gelir ve artık Hocaoğlu-Şahin Kolektif Ortaklığı Türkiye’nin en büyük Narenciye ihracatçısı firmalardan birisi olma yolundadır. Dil bilmeden kurulan ihracat ilişkileri, telefon, faks olmadan yapılan mal satış bağlantıları, satıştan sonra gelen paraların aylar sonra hesaplarına geçmesi gibi sorunlara rağmen, onların yaptıkları tam bir başarı öyküsüdür.
O yıllar, o tarihlerdeki adı Sovyetler Birliği olan Rusya ve Doğu Bloku ülkeleri ile Kliring anlaşmaları (mal karşılığı satış) yapıldığı yıllardır. Yapılacak ihracat için ödenecek vergi iade sistemleri ancak kooperatifler üzerinden yapılacak satışlar için verilebildiğinden, yapılan tüm ihracatlar Mersin’de kurulu bulunan Narko Birlik aracılığı ile yapılır. Narko’nun ihracatının önemli bir bölümünü bu şirket tarafından yerine getirir.
Mustafa Şahin sonraki yıllarda Türk tarımının, narenciyesinin gelişmesine katkı sağlamak için dünyanın her yerini gezer. Gittikleri yerlere sadece mal satmak için çaba göstermez. Gördükleri farklığı da Türkiye’ye taşımak için uğraşır. Bir defasında gittikleri Amerika gezisinde, arkadaşı M.Faik Saraçoğlu ile gümrükten gizlice avokado fidanı geçirir, zorluklarla Türkiye’ye getirirler. Bu fidan ülkemizde dikilen ilk fidandır ve Türkiye Avokado ile o tarihte tanışır.
Hocaoğlu-Şahin Kolektif ortaklığı uzun yıllar sürer. 1996 yılında her iki ortak ayrı ayrı vergi rekortmeni olurlar. Ticaret hayatları boyunca hiç kimseye çek, senet vermezler. Onların sözü çek ve senetten sağlamdır. Aldıkları her malın parasını gününde ve geciktirmeden öderler. Bu nedenle, yıllar içerisinde 15 bin ton ile 30 bin ton arası mal alırlar ve yurt dışına satarlar. Narenciye tarihine adlarını altın harflerle yazdırırlar.
İki ortak birbirlerinden çok memnundur. Birbirlerini hiç kırmamışlar, hiç incitmemişlerdir. Ancak bir süre sonra “çocuklarımız büyüdü, biz artık ayrılalım.” derler ve 40 yıllık ortaklığın kazanımını iki saatte bölüşürler.
Mustafa Şahin, Ahmet Hocaoğlu ile ortaklığını bitirmiş, işlerini çocuklarına devir etmiş ama köşesine de çekilmemiştir. Ticaret Borsasında, ihracatçı Birliklerinde ve Mersin Yardım ve İyilik Vakfında uzun yıllar başkan yardımcısı olarak görev yapar, sosyal çalışmalarını sürdürür.
Mustafa Şahin, Türk Narenciyesinin duayeni ve yaşayan son efsanesidir.
Çiftçi Kulüp olarak kendisine uzun ömürler diliyoruz.
