Çekirdeksiz Limon’un Öyküsü

Şu bir gerçek ki; çiftçi tarafından üretilen her ürünün çeşidini tüketici belirler.
Onun estetik zevkine, tercihlerine ve lezzet duygusuna göre üretim tipi belirlenir, bitkisel üretim yapılır ve pazara sunulur.

Sadece bunlar da yetmez. Çiftçi üretimini yaparken, üreteceği ürünün ekolojik şartlardan en az etkilenmesinin çözümünü de bulmak zorundadır. Onun için çevresel koşullara ve virüs hastalıklarına dayanıklı yeni türler geliştirilmesi gerekir ki; işte bu andan itibaren bilimden yardım alır.

Virüs hastalıkları ve olumsuz ekolojik şartlar meyvenin kalitesini bozacağı, ürünü azaltacağı, ağacın ömrünü kısaltacağı, hatta ölümüne neden olacağı için bilim;  melezleme, yapay döllenme, poliploidi, gen aktarımı ve klonlama gibi çok gelişmiş teknikler kullanarak tüm bu olumsuz koşullara karşı dayanıklı ve iyi çeşitler üretir.

Daha verimli ve kaliteli türlere ulaşmak ve dünya pazarlarında rekabet gücünü artırmak için kaliteli türlere doğru çeşit geliştirmeye ihtiyaç vardır. Aslında bir süredir yazılarımızda, araştırma kuruluşlarında mevcut olan tüm sorunlara rağmen; bu tür ıslah ve çeşit geliştirme çalışmalarının en iyi şekilde yapılmaya çalışıldığını anlatmıştık.

Bu defa da bunlardan sadece birisini, çekirdeksiz limon’un öyküsünü anlatacağız.

Narenciye ürünlerinde, özellikle de limonda, ürünün çekirdekli  olması, her zaman tüketicinin istemediği özelliklerinden birisi olmuştur. Geçmiş dönemlerde yapılan çalışmalarla, narenciyenin diğer türleri arasında çekirdeksiz türler geliştirilmişse de, limonda uzun süren çalışmalara rağmen çekirdeksiz bir tür geliştirilememiştir.

Başarıya giden temeller ilk kez  2002 yılında ve Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nde atılır. Bir grup bilim adamı tarafından mutasyon ıslahı yöntemi ile üç tür geliştirilir. Alata, Gülşen ve Uzun ismi verilen bu üç tür aslında üretici tarafından çok iyi bilinen  kütdiken limon’un çekirdeksiz versiyonudur. Esasında kütdiken ailesinin bir ferdi olması nedeniyle  meyve tutumu, meyve kalitesi, büyüklüğü, sululuk ve aroma özellikleri olağanüstüdür. Bir diğer  önemli özelliği ise depolamaya uygun olmasıdır. Ürgüp doğal depolarına konulan yatak limonun ne anlama geldiğini ve üretim zamanı dışındaki ihtiyacı nasıl karşıladığını sektörün içindekiler bilirler.  Ayrıca diğer türlere göre meyve başına birim ağırlığının daha fazla olması nedeniyle üretici tarafından tercih edilen türlerden birisi olur.

Böylesine değerli ürün çeşidinden bahsederken, bu konuya uzun zaman emek vermiş bilim adamlarından bahsetmemek olmaz. Çekirdeksiz limonları ilk geliştirenler  adından da anlaşılacağı gibi, Prf.Dr.Osman GÜLŞEN, Prf.Dr.Aydın UZUN ve Yüksek ziraat Mühendisi Übeyit SEDAY’dır. Bilim adamları geliştirdikleri ilk çeşite ALATA ismini verirken, diğer iki çeşite ise kendi soy isimleri olan GÜLŞEN ve UZUN ismini verirler.

2002 yılında başlayan bu serüven 2018 yılında sonuçlanır. Kütdiken türü çekirdeksiz limon’un üretim izinleri bir firmaya verilir ve ilk fidanlar yetiştirilir. Fidanlar toprakla yeni buluşsa da, Alata’da yapılan deneme fidanları 10 yaşına gelmiştir ve sonuç çok başarılıdır.

Çekirdeksiz Limon’u  geliştiren bilim adamları şu anda bir üniversitede öğretim görevlisi olarak faaliyetlerini sürdürmektedirler. Tüketicinin tarımsal beklentilerinin bir karşılığı olarak doğan çekirdeksiz limon’a ilişkin olarak, siz okuyucuların aklına şu iki soru gelebilir: Acaba, çekirdeksiz limon’un 2002 yılında başlayan serüveni neden 2018 yılında sonuçlanmıştır? Çekirdeksiz limon’u geliştiren bilim adamları neden Alata’daki faaliyetlerini sürdürmeyip üniversitede görev almaktadır? Bu başka bir yazının konusudur.

Yorum yapın

5 + 2 =