Pikan Cevizi İtibarına Kavuştu..

Aslında o gemi mühendisidir.

Uzun yıllar gemilerde çalışmış, ömrünün önemli bir kısmı denizlerde geçmiştir. Ama bilir ki, denizcilik bir gün bitecek ve karada yaşam devam edecektir. Bu nedenle, denize her ara verdiğinde, her karaya çıktığında boş durmaz, Mersin Adanalıoğlu köyündeki aile arazilerinde deneme üretimleri yapar.

Önce kayısı ile başlar ama istediği verimi alamaz. Kısa bir süre sonra kayısıları söker ve narenciye üretimine karar verir. Ama bir süre sonra görür ki, narenciyede sıkıntılar vardır.  Aşırı dikim, piyasa şartları, ürünün bir türlü para etmemesi gibi nedenler onu başka arayışlara iter..

Kısa bir süre sonra aradığı ürünü bulmuştur. Bir yakını tarafından getirilen pikan cevizi fidanını bahçesinin bir köşesine diker.. Pikan’ın bölgeye adaptasyonu, ağaçtaki hızlı gelişim, hastalığa dayanıklılık, lezzet onu etkiler ve araştırmalarını hızlandırır.

Bir süre sonra görür ki; pikan cevizinin ülkemizde kötü bir şöhreti vardır..

İlk meyveler Kasım GÜLEK tarafından Amerika’dan getirilmiş ve Adana’nın bir kısım köylerine dağıtılmıştır. Toprak ile buluşan cevizler ilk meyvelerini vermeye başlarsa da, ilk fidanların kültüre alınmayan aşısız türler olması bir çok sorunu da beraberinde getirir. Aşısız ceviz fidanı ile elde edilen ilk meyveler boy yapmıyor, yeterince iç oluşturmuyor, yada kabuğundan ayrılmıyor, üreticiyi ise bir türlü mutlu etmiyordu. İşte bu durum, uzun yıllar Pikan Ceviz için yeterince kötü şöhret oluşmasına yetti..

Pikan cevizinin kaderi 1969 yılında FAO kanalıyla İsrail’den getirilen 14 kültür çeşidinden sonra değişmeye başlar.  Ancak asıl önemli gelişme, 1977 yılında BATEM (mülga Turunçgiller Araştırma Enstitüsü) tarafından, 1983 yılından itibaren de Alanya Meyvecilik Üretme istasyonunda bazı çeşitlerin fidan üretimi ile devam eder. Özellikle BATEM tarafından 1983 yılından itibaren yapılan adaptasyon çalışmaları sonucunda bölgemize uygun verim ve kalite özellikleri olan dört tür belirlenir ve bunların tescili yapılır. Bu türler Mahan, Choctaw, Wichita ve Western Shcley’dir.

Pikan Ceviz konusunda BATEM’in, Alanya Meyvecilik Üretme İstasyonunun ve Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesinin ciddi çalışmaları vardır ve çeşit sayısı artırılmıştır ama, bu çalışmalar ve çeşitler bir türlü çiftçi ile buluşmaz, pikan ceviz üretimi ülkemizde istenen seviyelere ulaşmaz.

Salih PARLAR sadece üretici değildir. Gemi mühendisliğinden gelen teknik bilgisini, analiz ve gözlem  yeteneğini üretim ile birleştirir,  BATEM, Çukurova Üniversitesi ve diğer araştırmacı kuruluşlardan aldığı bilgileri daha bir ileri götürür. O artık pikan ceviz tanıtım gönüllüsüdür. Uzun yıllardır yaptığı araştırmaların sonucunu paylaşmak ve yetiştiricilere yardımcı olmak onun en önemli hedefleri arasında yerini alır.

Salih PARLAR’a göre, pikan cevizi amerikan menşei’li bir ceviz olmakla birlikte, diğer cevizlere göre daha sıcak iklimi sevdiği, soğuklama ihtiyacı az olduğu ve hastalıklara karşı dirençli olduğu için Akdeniz’e tam uyum sağlamıştır. Doğru türlerle başlandığı taktirde ikinci yıldan sonra hızlı bir gelişme göstermekte, ağaç hızla büyümektedir. Yeşil dış kabuğundan kendiliğinden ayrılmakta, iç kabuğunun ince olması nedeniyle kırımı ve iç meyveden ayrılması kolay olmaktadır.  İç meyvenin iç kabuğa oranı ise diğer ceviz türlerine göre daha fazladır. Karma türlerle dikim yapılmasını döllenme sorunlarını çözmek ve farklı zamanlarda hasat yapmak için ortam oluşturmak gibi nedenlerle hararetle tavsiye etmektedir. Doğru bakım, doğru gübreleme, doğru ilaçlama ile üç yıldan sonra yüksek verimlere ulaşmak mümkündür. Meyve hasatı silkeleme yöntemi ile kolayca yapılmaktadır. Meyve hasat sonrasında kapalı alanlarda yapılacak doğru havalandırma sonrasında uzun süre dayanmaktadır. Bölgemizin geleneksel üretimi olan cezeryecilikte diğer ceviz türlerine göre daha iyi sonuçlar alınmaktadır.

Gördüklerimiz bizi çok umutlandırdı. Salih PARLAR gibi gönüllüler, pikan cevizinin kötü şöhretini sonlandıracak, çiftçi için yeni umutlar oluşturacaklar, yeni kazanç kapılarının açılmasına yol açacaklardır.