Güle Hayat Veren Adam

Bilmiyorum, gülün sesi var mı

Dokununca ‘eyvah! ’ desin istiyorum.

Gül yetiştiricilerini tükettik.

Hayal kurma dükkânlarını kapattık.

Hüzünlü bir gününde, Mersin’in sokaklarında gezerken, gül yetiştirecek toprak kalmadığını, sokaklarında gül kokmadığını düşünmüş olacak ki, bu şiiri yazmış çiçeklerin şairi Ahmet Ada.. Gül göçüğü adını vermiş şiirine..Gül yoksa, rüzgar koyaklarında yada bir papatyanın içinde yitmek istiyorum demiş..

Uğruna binlerce on binlerce şiir yazılan, şarkılar bestelenen gülü yetiştirecek gerçekten toprak kalmadı mı? Gerçekten hüzünlenmemiz gerekiyor mu?

Araştıralım, yazalım istedik. Mersin’in hemen yanı başındaki köylerden birisine Bekirde’ye gittik. Gördük ki; şair Ahmet Ada’nın hüzünlenmesine pek de gerek yok.

İlk girdiğimiz seraların birisinde  Ali AÇIKEL ile tanıştık. Gül’ü öğrenmek istiyoruz, anlatır mısınız bize dedik? Soluksuz anlatmaya başladı.

O anlatıyor, biz dinliyoruz. Anlattıkça açılıyor. Öyle bilgili ki, sözünü kesmeden anlattıklarını özümsemek istiyoruz. Kendisine özgü bir felsefesi  var. Hayata hümanist bir cepheden baktığını hemen fark ediyorsunuz. Sanki yaşadığı her günün tadını çıkartmaya çalışıyor.

Tıpkı yetiştirdikleri gibi, toprak da ona bir şekil vermiş, renk vermiş. Anlattıklarını dinlemeye doyamıyorsunuz. Tarım’ın keyfini de yaşamış, çilesini de çekmiş. Gün oldu kazandım, gün geldi yaptığım üretimden zarar ettim, banka mağduru oldum. Ama hiç umudu kesmedim. Bu topraklar öylesine bereketli ki; bana da verdi, borçlarımı da ödedi. Ama hep mutlu etti, hep yaşam sevinci verdi. Sabah erkenden güllerimin arasına giriyorum. Bazen ertesi gün onların yanından ayrılıyorum. Güllerin önce tomurcuğa, sonra güle dönüşmesini izliyorum. İşte her dert o anda bitiyor diyor.

56 yıl önce bu topraklara gelmiş. Başka bahçelere işçi olmuş. Sonra kendisi gece gündüz çalışmanın semeresini almış, kendi topraklarını edinmiş, seralar kurmuş, kendisi için üretim yapmaya başlamış.

Mersin Bekirde yöresinde Osman Özyurt ilk gül serasını kurmuş.. Onu hep hayırla yad  ediyorum. Bölgeye gül yetiştiriciliğini öğretti. Şimdi Bekirde, Akdam ve Civanyaylağı bölgelerinde 300 dekarlık bir alanda çok sayıda serada gül yetiştiriliyor. Şimdiler de Tarsus yöresinde de gül seraları oluşturuluyor. Bu bölgelerde bir sektör oluştu ve Mersin önemli bir gül üretim bölgesi haline geldi. Çok sayıda kişi bu işten geçim temin ediyor diyor.

Gül yetiştirmeye 15 yıl önce başlamış. Hem kesme çiçek, hem de gül fidanı yetiştiriyorlarmış. Çok çeşit ve renk olmasına rağmen, Türk tüketicisinin tercihi kırmızı gülden yana.  Bu nedenle yüzde 90’dan fazla oranda kırmızı gül yetiştiriyoruz. Çiçek konusunda dünyada ki en büyük otorite tartışmasız Hollanda’dır. Hollanda çiçekçilik enstitülerinde her yıl geliştirilen gül çeşitleri bir şekilde Türkiye’ye geliyor ve biz bu çeşitlerden fidanlar üretiyoruz. Gül çeşitleniyor, kalite artıyor ve biz bu gülleri Türkiye’nin her yerine gönderebiliyoruz diyor.

Sorunları olmaz mı? Hem de pek çok. Gül yetiştirmek öylesine zor bir iş ki; zamanla yarışıyorlar, hatta zamanı durduruyorlar. Üç üretim dönemleri olmasına rağmen, Sevgililer Günü ve Anneler günü onlar için çok önemli bir gün ve üretimi o güne denk getirmeleri gerekiyor. Çiçeğin büyümesini yavaşlatıyor yada hızlandırıyorlar. Adeta iklimle oynuyorlar. Bunu başaramadıkları taktirde bir yılın emeği boşa gidiyor. Doğa ile muhteşem bir mücadeleye girmişler.

Türkiye’de toplumun yüzde 15’lik dilimi çiçeği biliyor ve etkin kullanıyor. Ama yüzde 85’lik bir dilime ise hala ulaşamadık. Bu konuda tanıtım gruplarına ve belediyelere çok iş düşüyor. Özellikle belediyeler şehirlerin muhtelif yerlerine çiçek pazarları kurarsa önemli günler dışında da çiçek satışları artar, çiçek kültürü gelişir diyor.

İnternet yolu ile çiçek pazarlayanların oluşturduğu kartellere, seradaki fiyat ile tüketiciye ulaşan fiyat arasındaki farka, sera kurmanın yüksek maliyetlerine, desteklemelerin yetersizliğine,  ilaç-gübre fiyatlarının yüksekliğine girmiyoruz bile.

Bizim kendisi ile görüşmeye gittiğimiz gün, kesme çiçek’in tanesinin sera da 1 TL olduğunu söylersek, siz anlarsınız..

 

Yorum yapın

90 − 89 =