Soğuk Hava Depoculuğu ve Hasat Sonrası Fizyoloji

Ülkenin muhtelif sektörlerinde kriz yaşanıp kazanılan para ile başka sektörlere yatırım isteği kabarınca; TKDK destekli, soğuk hava depoculuğunda patlama yaşandı. 

Ayağına tarla çamuru değmemiş, portakalla mandalinayı birbirinden ayıramayan, soğanın ağaçta yetiştiğini zanneden tipler bir bir sektörde boy gösterdi.

İşin esasına bakarsanız; TKDK destekli krediler, yüzde elli ödemeli hibeler çiftçiye bırakılmayacak kadar önemliydi… Nihayet bırakılmadı da… Bölgede yetişen, depolanması mümkün ürünlere ilişkin araştırma yapılmadan, depolama ve ticaret ilişkisi kurulmadan, çevresel faktörler değerlendirilmeden, nitelikli ve özel bir depolama sistemi oluşturulmadan yüzlercesi kuruldu.

Başka bir ifade ile kutuyu izole ettik, içerisine bulduğumuz her türlü tarım ürününü doldurduk. Tabi soğuk havacılık bu değildi. Her ürünün farklı bir soğuma derecesi, farklı muhafaza şekli, farklı soğutma usulü vardı. Her ürün için tek tip soğuk havacılığı yerine, belirli ürünler için özel amaçlı soğuk hava depoculuğunu tercih etmek gerekirken; bu şişirilmiş teşvikler nedeniyle bu usullerin tamamını göz ardı ettik.

Bizim tarıma bakışımız hep üretim üzerinedir. Çiftçi üretir de, hasat sonrası fizyoloji ile kimse ilgilenmez. Hasat sonrası fizyoloji sadece üniversitelerde okutulan bir konu  olarak kalır.  

Oysa, her yıl ürettiğimiz 50 milyon tona yaklaşan sebzenin ve meyvenin yüzde 25-40 arasındaki bir bölümünü; hasat fizyolojisini ciddiye almadan yapılan kötü hasat, erken ya da geç hasat, kötü ambalaj, kötü depolama ve kötü taşıma gibi nedenlerle kaybediyoruz. Bu kayıp, her üretim ertesi cebimizde olan, sonrasında ise düşürdüğümüz paradır.

Hasat sonrası fizyolojiyi ciddiye alan ülkeler, hasat sonrası kayıplarını yüzde onun altına kadar çekebilmişlerdir. Üretimini yaptıkları her tarımsal ürünün zayiatını en aza indirerek, doğru zamanda ve doğru biçimde tüketiciye ulaştırmayı başarmışlardır.

Peki bunu nasıl yapmışlar?

Bir kere her ürünün en uygun hasat zamanını belirlemiş ve ürünün, hasattan yeme olgunluğuna erişmesi anına kadar gereken süreler içerisinde tüketiciye ulaştırılması için gerekli her türlü önlemi almışlar. Ürünün depolanması gerekiyorsa, ürün için en uygun depolama koşullarını oluşturmuşlar ve soğuk zincir içerisinde kayıpları en aza indirecek sistem kurmuşlar. Ama en önemlisi çevresel koşulları dikkate almışlar.

Yoğun makine, kimyasal teknoloji ve enerji  gerektiren soğuk havacılık yerine; düşük enerji maliyetli, doğal soğuk havacılık sistemlerini tercih etmişler. Üretim alanlarının içerisine devasa soğuk hava sistemleri kurmak yerine, eğimli arazilerde tünel sistem – havalandırmalı ve teknoloji destekli  yer altı depoları kurmuşlar.

Bunun en güzel örneğini İtalya’da Antinori ailesine ait bağlarda görmek mümkün. İtalya’nın muhtelif yerlerinde bulunan üretim alanlarındaki arazi kodlarından yararlanarak, yer altında şarap üretim ve depolama tesisleri kurmuş; bunu yaparken ise üst bölümlerde bağcılığı tek bir karış topraktan vazgeçmeden sürdürmüşler. Bu sayede de yüzlerce yılın bilgi birikimini, çevresel faktörleri de değerlendirerek adeta bir turizm gösterisine dönüştürmüşler.

Ülkemize baktığımızda ise, bu denli sistematik bir çalışmanın ve çevresel faktörlerin değerlendirilerek oluşturulan soğuk hava depolarının sayısının oldukça sınırlı olduğunu görüyoruz. Aslında doğal özellikleri ve genel yapısı itibariyle coğrafyamızda verimli, etkin ve düşük maliyetlerle maksimum fayda sağlayacak soğuk hava depoların oluşturulması oldukça mümkün! Özellikle, Kapadokya bölgemizde bulunan kaya tipi doğal soğuk hava depoları ve yine bölgemizde bulunan Mara-Kırobası mevkiindeki doğal depolar bu ülkenin zenginliğidir. Bunun yanı sıra, Akdeniz’e paralel uzanan Toros dağlarının eğimlerinden yararlanılarak yapılabilecek oyma doğal depolar ise var olan zenginliğe zenginlik katacaktır. Üretim sonrası verimliliğin korunması ve ürünün sürdürülebilir bir şekilde, en az maliyetle ve en kısa sürede tüketiciye ulaştırılması konusunda yapılacak araştırmalar ve atılacak adımlarla; çiftçinin kazancı, üretme hevesi ve tüketicinin taze gıdaya erişimi artacaktır.

Yorum yapın

− 5 = 2