Prof.Dr. Erdoğan Gültekin ile Sohbet..

IMG_9617Kimdir?

Sivas Şarkışla Doğumlu.. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri yetiştirme ve ıslahı bölümünü 1963 bitirdi. 1970 yılında Ankara Üniversitesi Adana Ziraat Fakültesinde öğretim görevlisi olarak göreve başladı. 1989 yılında Profesör oldu. Aynı Üniversitenin Peyzaj Mimarlığı Bölümünün kuruluşunda görev aldı. 2008 yılına kadar bu üniversitede akademisyen olarak görevini sürdürdü. Şu anda da Mersin Toros Üniversitesinde Peyzaj Mimarlığı bölümünde öğretim görevlisi olarak görevine devam etmektedir.

Hocam, 1970 yılından beri öğrenci yetiştiriyorsunuz. Üniversiteler, yetiştirdiğiniz mühendisler tarım’ın neresindeler? Ziraat Fakülteleri amaca hizmet edebiliyorlar mı?

Biliyorsunuz, üniversiteler bilimsel çalışmalar yürüten, bilgi üretip insanlık hizmetine sunan eğitim müesseseleridir. Temel ve esas amaçları “bilgi” üretmektir. Bilinenin aksine üniversitenin bir grup insanı alıp, onlara meslek öğretip, sektöre sunmak gibi bir görevi yoktur. Olmamalıdır da.. Fabrikaların otomobil ürettiği gibi mühendis yada belirli meslek mensubu üretip, piyasaya sürmek üniversitelerin işi değildir.

Üniversiteler belirli bir disiplin içerinde, bilimsel çalışmalar yürütebilecek, tez üretebilecek, fark yaratabilecek bilim insanlarını yetiştirmek için öğrencileri bünyesine alır. Bu işi daha önce yapmış olan birileri onlara bilimsel düşünme ve çalışma tekniklerini öğretir ve sonrada bilgi üretmesini ister. Varılmak istenen nihai amaç, önceden elde edilmiş bilginin üstüne bilgi koyabilmek, bilgiyi çoğaltabilmektir.

Bilgi üretme ve düşünme tekniği edinen öğrenci ise okulunu bitirdikten sonra şirketlerden yada bir yerlerden iş teklifleri alır. İş vermek isteyen kişiler, üniversiteden mezun olmuş kişilerin belirli ve sadece bir işi yapmasını istemez. Onların üniversitede edindiği bilgi ve beceriden yararlanmak ve işletmelerinde fark yaratmak isterler. Buna karşılık işe aldıkları meslek mensubuna maaş öderler.

Sektörler yada istihdam yaratmada etkili kurum ve kuruluşlar, üniversiteden mezun olanlara asker yadaIMG_9588 standarda kavuşturulmuş makine muayenesi yapmamalıdır. Bilgiye değer verirlerse, sektörleri gelişir ki, bu kendileri için son derece olumlu bir durumdur.

Tüm bunları anlatmaktaki amacım, her şeyin üniversitede başlayıp bitmediğidir. Pek çok eksikliklere rağmen, üniversitelerin bu amaçla çalıştığı, bilgi üretecek ve bilgiyi geliştirecek nesiller yetiştirmek istediği bir gerçektir. .

Ancak sonuç, her zaman üniversitelerin istediği gibi olmuyor. Üniversitelerde düşünme ve çalışma tekniği öğrettiğimiz, bilgiyle donattığımız öğrencilerin bir süre sonra çalıştıkları ortamda, koca bir çarkın sadece bir dişlisi haline geldiğini ve bilgi üretebilecek ortamlardan uzaklaştığını üzülerek görüyoruz.

Kim ne derse desin Türkiye önemli ve güçlü bir tarım ülkesidir. Bulunduğu coğrafi konum ve iklim yapısı da Türkiye’ye önemli avantajlar sunuyor. Bu nedenle, Türkiye tarım’a ve tarımın gelişmesine katkı koyabilecek bilim insanlarını, ziraat mühendislerini önemsemelidir.

Peki Türkiye tarım sektöründe faaliyet gösteren bilim insanına ve ziraat mühendislerine gereken önemi verebildi mi?

IMG_9601Maalesef hayır.

Öyle olsaydı, tohumda, fide ve fidanda yabancı ülkelere muhtaç olmaz, kendi gen varlığımızı geliştirir, sızlanmak yerine ülkenin coğrafi avantajlarını tarım’ın, tarım insanının hizmetine sunabilir, ürettiğimiz her üründe ülkemiz için katma değerler yaratabilirdik. Binlerce ziraat mühendisimiz meslekleri dışında başka işlerde çalışmak zorunda kalmazdı.

Bakın ben size anlatayım..

Öncelikle ifade edeyim ki; tarım pek çok sektörden farklıdır. Çalışma alanı, tarla, bahçe yada hayvansal üretimde ahırlar yada benzeri barınma alanlarıdır. Daha doğrusu açık olan her yer ve kapalı bir çok yer tarımın çalışma alanıdır. Çeşitliliği çoktur. Farklı üretim bölgelerine, iklimlere ve üreticinin niteliğine göre, üretim deseni değişir. Fidanın yada tohumun toprağa inmesinden, ürünün toplanmasına ve muhafazasına kadar geçen her aşamada bilgiye ihtiyaç duyulur. Zamanlama çok önemlidir. Üretilen her ürün insan sağlığı ile doğrudan ilgilidir. Bu nedenle tarımsal üretim ehliyetsiz ellere bırakılmayacak kadar önemlidir.

İşte burada ziraat mühendislerinin devreye girmesi gerekir.

Ancak hepimiz biliyoruz ki; ziraat mühendisleri hiçbir zaman gerçek anlamda tarımda devreye giremedi. Türkiye maalesef ziraat mühendisleri için tarım’ın, tarım çalışanlarının, çiftçinin, köylünün yanında olabilecekleri bir sistem kuramadı. Onların bilgisinden yararlanamadı. Onların bilgisini geliştirmesine fırsat sunamadı.

Oysa yukarıda izah edilen o çok geniş, açık-kapalı alanlarının her yerinde ziraat mühendisleri olmalı, üretici çiftçi ve köylünün yanında durmalılardı.

Geç mi kaldık hocam? Bundan sonrası için tarım ziraat mühendislerinden yararlanamayacak mı?

Hayır.. Hala ziraat mühendislerinden yararlanabiliriz.Resim 342

Bakın anlatayım.

Çiftçi Kulübü’nün daha önceki yazılarından birisinde okumuştum. Türkiye’nin en eski kurumlarından birisi olan Tarım Kredi Kooperatifleri ülkenin 16 bölgesinde, 3000’e yakın birlik ile 30 bin’e yakın köy’e ve 1.500.000 çiftçiye hizmet veriyor. İnanılmaz bir şekilde ve ülkenin en ücra köşelerinde bile teşkilatlanmışlar. İşte bakın demek ki, böyle bir yapı var.  İşte bu yapıdan yararlanalım. Yasal bazı düzenlemeler yapılması gerekiyorsa yapalım, bu kuruluşların ıslah edilmeleri gerekiyorsa ıslah edelim ve Tarım Kredi Kooperatifi bünyesinde bu mühendisleri istihdam edelim. Bu mühendisler bölgelerin üretim desenine uygun çiftçiye, köylüye hizmetler sunsun. Sahaya indirelim bu mühendisleri..

Tarım Kredi Kooperatifleri bünyesinde istihdam edilecek bu personelin maaşları ve kullanacakları araçların giderleri, hizmetten yararlanacak çiftçi-köylüden alınabilir. Bu yönü ile hem istihdam yaratılmış, hem ziraat mühendisleri gerçek amaçlarına uygun istihdam edilmiş, hem de genel bütçeye yük getirilmemiş olur.

Resim 448Ayrıca; ziraat mühendisleri sadece belirli teknikleri kullanarak bitkisel ve hayvansal ürünleri yetiştirme konusunda bilgi ile donatılmış kişiler değildirler. Ziraat Mühendislerinin tarım ekonomisini düzenlemek gibi bir görevleri daha vardır. Ziraat Mühendisleri girdilerin hangi düzeyde uygulanması gerektiğini analiz eder. Alternatif tekniklerin hangisinin daha ekonomik olacağına karar verir. İşletmenin içinde bulunduğu özel durumları dikkate alarak, hangi üretim tarzının ve ne ölçüde yapılması gerektiğine karar verir. Bu çok önemli bir görevdir ve verimlilik, kalite sağlar ki, ziraat mühendislerinin bu işlevlerinden de yararlanmak gerekir.

Bunların dışında ziraat mühendisleri bölgesel kararlar alabilir. Genel ilaçlamalara, toprak korunması ve ıslahına, zararlı mücadelesine, suyun verimli kullanılması kadar pek çok alanda çiftçi ile müşterek kararlar verebilir.

Kamu idaresi ile çiftçi arasında köprü oluşturur, ihtiyaçları iletir ve bunun gibi sayısız görevler ifa edebilirler.

Böylece ziraat mühendisleri, ilaç ve gübre firmalarının ürettikleri malların tanıtıcısı olmaktan kurtulur, asli görevlerine dönerler.

Hocam, verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkür ederiz.

Yorum yapın

56 − 52 =