Bunca zamandır nerelerdeydiniz Sayın Kirişçi?

Bazı bakanlıklarının görevi diğer bakanlıklara göre daha stratejiktir. Stratejik görevleri olan bakanlıkları temsil edecek bakanların ise stratejik görevlerine uygun  bilgi, donanım ve vizyona sahip olması gerekir. Geçmiş tecrübeler hep göstermiştir ki; bu nitelikleri taşıyan bakanlar, kadroları ile birlikte ellerindeki maddi ve beşeri kaynakları etkin ve verimli bir şekilde kullanabilir, vizyon hedeflerine ulaşabilirse, beraberinde finansal başarı ve kalkınma gelir.

Başarılı bakanların vizyonu, tüm örgütün iklimini belirler. Vizyoner bakanlar kararlı hedefler ve değerler ortaya koyarlar.  Hedeflerinde asla aksamaya sebebiyet vermeyecek, yüksek performansa uyumlu kadrolar oluştururlar.  Algıyı, bilgiyi, çatışmayı, değişimi, imajı, kaliteyi, kariyeri, krizi, performansı, riski, stratejiyi, stresi, süreci, vizyonu ve zamanı etkin bir şekilde yönetirler.

Hiç kuşku yok ki, insanlığın temel ihtiyacı olan gıda üretimini yönetmek ve insanlığın vazgeçilemez beslenme ihtiyaçlarının temin planlamasını yapmak gibi bir görev nedeniyle, Tarım Bakanlığını her zaman en stratejik bakanlıklardan birisi olmuştur.

Uzun süredir Tarım Orman ve Hayvancılık Bakanlığının sorunlarını bilen, çözümler üretebilecek,  liyakatli ellere teslim edilmediği biliniyordu. Sonuç ağır oldu. Elde kalan, tarımdan hızla kaçan, gırtlağına kadar borca batık üretici kesim; tarımsal üretim yapılan ve ranta kurban edilen onbinlerce dönüm arazi; gıda ürünlerindeki katlanılması imkansız fiyat artışları; artık mutfaklara girmesi imkansız hale gelen et, süt, yağ, sebze ve yanlış politikalar sonucu üretilemediği için ithal edilmek zorunda kalınan tarımsal ürünler oldu.

Yangın büyüktü ve mutfaklara sıçramıştı. Yaygın şikayetler feryada dönüşünce, siyasal irade bu feryatlara duyarsız kalamadı. Bekir Pakdemirli’nin yerine büyük bir umut olarak Ziraat Mühendisi ve akademisyen Vahit Kirişçi atandı.

Kimdir Vahit Kirişçi?

Üniversite de görev yaptığı sırada “hocaların hocası, duayen, üstat” gibi unvanı hiç olmadı. Öyle parlak, kitaplara konu olan, övgülerle dolu üniversite geçmişi de yok.

Oldum olası muhafazakar görüşleri ile tanınmış. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri bölümünde öğretim görevlisiyken, 2000’li yıllar öncesi özellikle üniversitelerde yoğun bir şekilde yaşanılan muhafazakar-seküler çatışmasından etkilenmiş, çıkışı üniversite dışında aramış.

O yıllar muhafazakarların kamusal alanda varlık buldukları, yeni bir dünya inşa etmenin yollarını fark ettikleri yıllardı.  Aslında Türkiye 2000’li yıllar öncesinin anlamsız, sonuçsuz tartışmalardan yorulmuştu. Toplumu çok da ilgilendirmeyen, çoğu zamanda üst kamusal alanda sürdürülen bu çatışmaların bıktırıcı hal aldığı günlerde, AK Parti kadroları Türkiye’yi AB’ne girdireceklerini, Kürt-Türk çatışmasını sonlandıracaklarını, liyakatli kadrolarla ülke kalkınmasını sağlayacaklarını söylüyorlardı. Bu söylemler özellikle toplumun muhafazakar kesiminde karşılık buldu ve AK Parti tek başına iktidar oldu.

Vahit Kirişçi üniversite de yaşadığı sorunlardan sonra aradığı çıkışı siyasetin bu yeni konjonktüründe bulmuştu. Hem muhafazakar, hem de üniversite de görevli Tarım konusunda ihtisas yapmış akademisyen olunca, AK Partinin ilk kadrolarında yer alması hiç de zor olmadı.  22 ve 23 Dönem milletvekili olarak Parlamentoda yerini aldı.

Parlamenterlik süresi içerisinde Tarım Bakanın olamadı ama, sırasıyla Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkan Yardımcısı, Avrupa Birliği Uyum Komitesi Üyesi, Türkiye-İsrail Ve Türkiye-Gana Parlamentolar arası Dostluk Grubu Başkanı oldu.

AK Partinin ilk yıllarında ülkede yarattığı canlı siyasal ve iktisadi iklimden Vahit Kirişçi’nin de yararlanmaması düşünülemezdi. Nihayet bir kısım eski AK Partili parlamenter ile birlikte NewBridge isimli danışmanlık şirketini kurdu. Bunları Tarım ve Danışmanlık alanında faaliyet gösteren bir kısım aile şirketleri  takip etti. Ama asıl önemlisi Gübretaş yönetim kurulu üyeliğiydi.

Gübretaş, Cumhuriyetten bile eski olan Tarım Kredi Kooperatiflerinin en önemli iştiraklerinden birisidir. Türkiye tarım sektörünün kimyevi gübre girdisini tedarik ederek, ülke tarımındaki kalite ve verimliliği artırmak amacıyla 1952 yılında kurulmuştur. Sektör büyük, ihtiyaçlarda çok olunca Gübretaş hızla büyüme sürecine girer. Gübre Üretiminde kullanılan bir kısım kimyasalları temin için İran’dan Razi Petrokimya tesisleri satın alınır. Gübre hammaddesini temin ve üretilen gübreyi nakil için bir çok denizcilik firması ile ortaklıklar kurulur. Bu ortaklıklar bir çatı altında birleştirilir ve Negmar Denizcilik adı altında deniz taşımacılığının önemli aktörlerinden birisi haline gelir. Son olarak Koza Altın’ı bünyesine katarak oluşturduğu Gübretaş Maden Yatırımları A.Ş. ile Altın işletmeciliğinde boy gösterir.

Gübretaş’ın Razi Petrokimya Tesislerini satın alması ve oluşturduğu ortaklık yapısı, Negmar Denizcilik ve ortaklık yapısı, Koza Altın’ın Gübretaş bünyesine katıldıktan sonra borsada işlem gören hisselerindeki şüpheli artışlar hep büyük tartışmalara sebep olur. Çok sayıda haber ve makale kaleme alınır.  Biz şimdilik bu tartışmalara girmeyeceğiz ve konu ile ilgili olarak Milli Gazete’den Sadettin İNAN ile Gazete Duvar’dan Bahadır ÖZGÜR’ün yazılarına atıfta bulunmakla yetineceğiz.

Bir gerçek var ki; Tarım Kredi Kooperatifleri, çok sayıda çiftçiyi kooperatife ortak etmek, ortaklarının tarımsal faaliyetlerinde kullanılmak üzere her türlü ihtiyaçlarını karşılamak, üretimlerine katkıda bulunmak, kooperatif ilkeleri çerçevesinde dayanışma sağlamak ve Türk tarımı ve ekonomisine hizmet etmek üzere kurulmuştur. Ne yazık ki, hayallerle gerçekler birbirinden farklıdır. Son yıllarda Tarım Kredi Kooperatifleri kooperatif olmaktan çıkmış, çiftçi arasında hiç bir gönül bağı kalmamış, yaratılan rant ekonomisi ile sağlanan kazançların ise çiftçiye ulaşması mümkün olmamış, iştirakleri eliyle kurulan ortaklıkları üzerindeki kuşku bulutları ise bir türlü dağıtılamamıştır.

Son günlerde ekonomide yaşanılan  ağır buhran sonuçlarını en çok tarım kesiminde hissettirmiş, Gübretaş’ın çiftçinin ihtiyacı olan gübreyi en ucuz ve en kaliteli şekilde karşılama hedefi ise romantik bir nostalji olmaktan öteye gidememiştir.

Tüm bunlar olurken Vahit Kirişçi TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu’nun başkanıydı. Tarımsal Yatırımlar yapma arzusunda olan şirketlere danışmanlık yapıyordu. En önemlisi ise tarım sektörüne ucuz ve kaliteli gübre temin etme, gıda konusunda kalite ve verimliliği sağlama iddiasında olan Gübretaş’ın Yönetim Kurulundan maaş alıyordu.

Vahit Kirişçi’nin bakan olmasından hemen sonra, Gübretaş ve NewBridge’nin kurumsal kimlik bölümünden isimleri hızlı bir şekilde silindi.  Yapılan iş makbul ise kimliklerin neden silindiği sorusu ise kafalarda soru işareti olarak kaldı.

Geçmişte görev alınan makamlar doğru tarım politikaları üretmek için yeterli değil miydi? Bu makamlarda doğru tarım politikaları üretildi de, Tarım Bakanlığı tarafından kabul mü görmedi? Söylenecek sözü vardı da söylemedi mi? En önemlisi ise bunca iddianın arasında Tarım Kredi Kooperatifleri ve Gübretaş için neler yaptı? Bu soruların cevabı mutlaka Vahit Kirişçi tarafından verilmelidir.

Vahit Kirişçi’ye bir soruda Aykut Kuşkaya dizelerinde olduğu gibi sorulmalıdır?

Şehirler dargın, yollar durgun; neredeydiniz?
Hayallere dalıp dalıp, geciktiniz
Toprak dilsiz, gönül sessiz; neredeydiniz?
İş işten geçti, ömür bitti; geciktiniz
Bir nefeste umutları söndürdünüz.

“Bunca zamandır nerelerdeydiniz Sayın Kirişçi?” üzerine 2 yorum

  1. Merhum Başbakan Demirel’in unutulmaz cümlelerinden biriydi: “Türkiye yönetilemez, idare edilir…”
    Acaba, görevliye hitaben sıkça kullanılan ‘dare et ricası’ Demirel’e esin kaynağı mı olmuştur yoksa insanımız mı Demirel’den etkilenmiştir bilmiyorum. Ama AKP’nin, 20 yıldır tek başına iktidar olmasına rağmen Türkiye’yi idare ettiği bir gerçek…

    Yanıtla

Yorum yapın

2 + 1 =