Demek ki, kırsalı kalkındırmak hibe projelerle olmuyormuş

2012 yılında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun; yeni büyükşehir belediyeleri ve ilçeler kurulması yönünde düzenlemeler içerdiği gibi, köylerin tüzel kişiliğinin kaldırılarak, kentlerin mahallelerine dönüştüren köklü değişikliklere de neden olur.

Kısa sürede anlaşılır ki; köylerin sosyo-kültürel yapıları, köylünün alışkanlıkları, üretim biçimleri, özellikle hayvancılık yapıyorsa hayvanlarının barındırılması gibi temel sorunlar irdelenmeden, ortaya çıkacak sorunlar düşünülmeden kırsalın kalkındırılması amaçlanmış, büyükşehir belediyelerinin kırsala olan yabancılığı, hizmet alanlarının uzaklığı, kırsal sorunlarına çözüm üretebilecek kırsal hizmet personelinin yetersizliği gibi nedenler sorunları büyütmüş.

Yerel yönetimlerin hizmet götürme konusundaki tüm iyiniyetli çabalarına rağmen sorunlar giderilememiş olacak ki, 15 Nisan 2021 tarihinde yapılan bir yönetmelik değişikliği ile, kırsal yerleşik alanlar ve kırsal mahallelerin tespitine ilişkin usul ve esaslar yeniden belirlenir, kırsal mahalle ve kırsal yerleşik alanlarda yaşayanların  bir kısım muafiyetlerden yararlanması gibi teşvik mekanizmaları yönetmelikte yerini alır.

Yerel yönetimlerin kırsalı kalkındırma yönündeki ana hizmetleri sadece alt yapı, su, atık toplama hizmeti değildir.  Kanun gereğince oluşturdukları Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlıkları aracılığıyla kırsalda yaşayanların üretim modellerini çeşitlendirmek, mevcut üretim biçimini geliştirmek, ürünün pazarlanmasına yönelik çalışmalar yürütmek şeklinde  görevleri vardır. Yerel yönetimler bu konularda da çok  sayıda proje hazırlarlarsa da, konuya yabancı olmaları gibi nedenlerle  projeleri; uygun olan olmayan yerlere kaz civcivi, nergiz soğanı, lavanta fidesi dağıtmaktan ve bu yolla kırsalı kalkındırma hayali kurmaktan öteye geçemez.

Aslında dağıtmaya, hibe etmeye, üleştirmeye dayalı kalkınma projelerinin büyük çoğunluğu geçmişte sorunlu projeler olarak doğmuşlar, başarılı olamamışlar ve tarih çöplüğünde yerini almışlardır. Bunlar bilinmesine ve çok sayıda başarısız örneği bulunmasına rağmen, belediye eliyle alınan bir kısım üretim materyallerinin kırsalda yaşayan köylüye bedelsiz dağıtılması yoluyla kalkınmanın sağlanacağına inanılması ve bu bu yönde ısrar edilmesi anlaşılır gibi değildir.

Yerel yönetimlerin kent ve kentliye hizmet konusunda köklü bir geçmişleri ve oldukça değerli deneyimleri bulunmasına rağmen, daha karmaşık bir hizmet biçimi nedeniyle kırsalda bocaladıkları gözlerden kaçmaz. Her projede olduğu gibi, akılcı yaklaşımlar ve vizyoner bir bakış gerekmekle birlikte, kırsal için hazırlanacak projelerde bölge halkının üretim yeteneklerini ve kişisel tercihlerini dikkate almayan projelerin başarılı olması ise imkansızdır.

Köylüyü yada kırsalı kalkındırma projeleri yeni değildir. Dünyanın her yerinde bu tür çabalar gözlenir. Bilinir ki, kırsal kalkındırılmadığı taktirde her geçen gün artan dünya nüfusunun gıdaya olan ihtiyacını karşılanamaz, kentlerin katlanılamaz hale gelen  nüfusu kontrol altında tutulamaz.

Dünyamızda  kırsalı kalkındırmanın çok  başarılı örnekleri var.

İşte bunlardan birisi..

Fransa da L’Auto gazetesi ekonomik sorunlar yaşamaktadır. Rakip spor gazetesi Le  Velo ile amansız bir traj ve reklam savaşına girmiştir. 1903 yılında  yayın yönetmeni Henri Desgrange, yardımcısı Geo Lefevre’in ortaya attığı bir fikir benimsenir ve gazetelerini güçlendirmek için bisiklet yarışı düzenlemeye karar verilir.

Fransa bisiklet turu basit bir dayanışma için başlamakla birlikte sonraki yıllarda büyük prestij kazanır, dünyanın sayılı organizasyonları arasına girer.  Yarış boyunca muazzam bir görsel şölen sunulur. Günlerce süren yarışta Fransa’nın dağ yolları, köylerinin eşsiz güzellikleri,  doğası, tarihi  helikopterli yada yerden çekim yöntemleri ile EuroSport kanalında canlı  yayınlanır. Yarışma ile birlikte bölgeye pek çok izleyici gelir ve dünyanın pek çok yerinde doğa harikası köyler televizyonlardan seyredilir.

1903 yılında masum bir amaçla başlayan bu yarış, sonraki yıllarda Fransa’nın yerel yönetimlerinin akılcı projeleri ile her geçen gün daha da büyür, dünyanın en önemli organizasyonları arasında yerini alır.

Bisiklet tur güzergahındaki köyleri kalkındırmak için hiç vakit geçirmeden güzergahındaki tarih ve tabiat varlıkları tespit edilir. Bunların korunması ve görselliğinin artırılması  için eylem planları hazırlanır. Çevresel peysajlar tasarlanır. Mimari doku korunur. Çevre ve imar planları “bisiklet turu” hedeflerine uygun olarak revize edilir. Güzergah üzerinde yaşayan köy halkının alışkanlıkları, yetenekleri, kültürleri gibi sayısız özellikleri araştırılır. Her köy için yeteneklerine ve alışkanlıklarına uygun ürün tipi belirlenir ve hayata geçirmeleri  için her türlü destek verilir.

Artık bölge köylerinin birisi gül ve çiçek üreticisiyken, diğer bir köy eşsiz lezzetli tarla ürünleri yetiştirilmektedir. Diğer bir köyde çok kaliteli bir şarap eşliğinde kaz ciğeri yemek mümkündür. Başka bir köy ise eşsiz tatlarda zeytinyağlı yemek seçenekleri sunulmaktadır. Diğer bir köyde ise aromatik bitkilerden elde edilmiş olağanüstü kokuların imalatı sürdürülmektedir.

Bisiklet tur güzergahı sadece profesyonellerin yarışına ev sahipliği yapmakla kalmaz. Ana organizasyon günleri dışında da yine amatör bisikletçiler bölgeye akın ederler ve tur güzergahı üzerindeki köylerden yaptıkları alış-veriş nedeniyle bölge ve köyler muazzam bir zenginliğe kavuşur.

İşte bu proje Fransa Bisiklet Tur güzergahını  dünyanın en iyi turizm, üretim ve gurme destinasyonlarından birisi haline getirmiş, 800’den fazla yarışmacının katıldığı, on binlerce kişinin seyrettiği bu yarışma bölgede muazzam bir zenginlik yaratmış.

Hiç kuşku yok ki, ülkemiz olağanüstü bir coğrafyaya  sahip. Akdeniz’in muhteşem kıyılarından 15 km. gidince  başlayan  eşsiz yükseltilerini, derin vadilerini, akan sularını, her sekinin kendine özgü birbirinden farklı bitki florasını, bölgedeki muazzam tarihi dokuyu, yaşamış sayısız kültürün oluşturduğu gurme lezzetleri, sayısı binlerle ifade edilebilecek ürün çeşitliliğini, narenciyenin çok sayıda türünü düşününce neden bu organizasyonları biz başaramıyoruz, yerel yönetimleriniz neden hayal projelerle uğraşıyor  diye hayıflanmadan edemiyoruz.

Yorum yapın

49 + = 52