Heba edilen 29 yıl ve Ziraat Odaları Birliği Başkanı

Biyografisinde  A.Ü.Fen Fakültesi ve Ziraat Fakültesinde öğrenim gördüğü yazıyor. “Öğrenim görme” okulu bitirmek midir? Yoksa öğrenim halen devam ediyormudur? Aynı anda ikisinde birden mi öğrenim gördü?  Bu konu uzun yıllardır tartışılır.  

Kıvrak zekalı, her platforma ayak uydurabilen, her sorunların üstesinden kolayca gelebilen, her kalıba sığan, nabza göre şerbet vermeyi bilen, ama hamlelerini hep akıllı  yapabilen bir karaktere sahip. Hani denir ya; sağdan bir darbe gelse sola doğru esner, akıntı birden tersine dönse düz gitmeye çalışmak yerine döner akıntıya yüzer.

Onun için uzun yıllar Ziraat Odaları Genel Başkanı olarak görev yapabildi.

Her ortama uyum sağlayabilen karakter yapısına rağmen, bazen protest bir kişilik olabilir. Başkanı olduğu Ziraat Odaları dışında oluşan her türlü haksızlığa, hukuksuzluğa, israfa tepki göstermekten çekinmez. Yönetim Kurulunda görev aldığı SGK’nun reklam için harcama yapması önerisine “devletin reklama ihtiyacı yoktur” diye tepki gösterdiği bile vardır ama Ziraat Odalarında durum başkadır.

2002 yılında büyük bir güçle iktidara gelen AK Parti, kendisine ve ziraat odalarına hep mesafeli yaklaşır. 6964 Sayılı Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği Kanunu 3.md. ile odanın görev ve yetkileri sayılmıştır. Yasa gereğince, tarımın gelişmesi için gerekli görülen mevzuat değişikliğinin yapılabilmesi ve mevzuat oluşturulabilmesi için görüşlerine başvurulması gerektiği halde, Ziraat odası hiç bir zaman çok güçlü üretici grubun temsilcisi gibi görülmez, görüşlerine başvurulmaz.  

2018 yılında yapılan Milletvekili seçimlerinde Türkiye’nin önemli üretici illerinden Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel ile Aydın Efeler Ziraat Odası Başkanı Rıza Posacı CHP listelerinden milletvekili seçilir. Bu durum AK Partinin şimşeklerini üzerine çekmesi için yeterlidir. Aynı dönemde Adıyaman Ziraat Odası Başkanı Yakup Taş’ın da AK Partiden milletvekili seçilmesi ve bir kaç ziraat odası başkanının AK Parti’den seçilemeyecek sıraya konulması nedeniyle önemli bir fırtınayı daha kazasız belasız atlatır.

6964 Sayılı Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği Kanunu 3.md.si ile; Ziraat Odalarına çok sayıda görev ve yetki verilmesine rağmen, ziraat odaları bu görevlerden sadece çiftçi kayıtlarını tutmak, çiftçilikle ilgili bilgi ve belgeleri düzenlemek gibi görevle yetinir,  görevlerini ve yetkilerini çeşitlendirmez, ziraat odalarının gelirlerini artıracak girişimde bulunmazlar, çiftçi ile işbirliği yapabileceği projeleri hayata geçirmez. Tarımsal ürün üreticisi gibi büyük bir gücü arkasına alma ihtiyacı duymaz.  

Ziraat Odası’da tıpkı diğer odalarda olduğu gibi, her zaman gelirlerine el konulacağı ya da, çiftçi kaydının kendilerinden alınıp başka oluşumlara verileceği kaygısı taşır. Geçmişte, hep muhalif bir duruş sergileyen, bu nedenle başlarına çokça da iş gelen Barolar Birliği yada Mimar Mühendisler Odası Birliği gibi kuruluşların yaşadıkları ziraat odasını da korkutmuştur ama, o muhalif duruşun TBB ve TMMOB’ni güçlendirdiğini fark etseler bile, mücadeleyi göze alamazlar. Kuş büyük, atılacak taş da küçük olunca, o taşı atarak kuşu ürkütmemeyi hep tercih ederler.

Çift Kayıt Belgesi düzenleme yolu ile elde edilen gelirin yarattığı o cezbedici yaşamın Ziraat Odaları Birliği Başkanını da cezbetmemesi mümkün değildi. Büyük bir Oda’nın genel başkanı olmanın verdiği prestij de büyüktü.  Makam odaları, emirlerinde çalışan çok sayıda personel, makam araçları ve devlet koruması hep emirlerindeydi. Öyle ya; bir tarafında çiftçinin ürettiği meyve tabakları, bir elinde salkım üzüm, diğer elinde kadeh. Julien koltuğunda uzanan Romalı gibi davranmak kimin hoşuna gitmez ki? Onun için o prestijli makama oğlunu hazırladığı bile söylenir.

Ülkenin yaşadığı ekonomik sorun hiç kuşku yok ki, en çok çiftçiyi etkiledi. Tarlasını sürecek mazot bulamıyor, elektrik kullanmışsa, bedelini ödeyemiyor, gübre- ilaç kullanamıyor. Sorunlarına çözüm olmuyor. Ses vermek istiyor, ses veremiyor. Tepkiler büyük olunca, 29 yıl süren “nekahet” döneminin sonuna gelindiği anlaşılmış olacak ki, bir kıpırdanmadır başladı. Sıklıkla cenaze merasimleri takip ediliyor, taziye mesajları yayınlanıyor. Her ziraat odası başkanına attırılan “en büyük başkan bizim başkan” twetleri ile arkada büyük bir güç var algısı yaratılıyor. Arada sırada bir de, ürün tarladan pazara gelinceye kadar 5’e katlanmış diye o herkesin bildiklerini tekrarlanıyor. Tepkimiz basında geniş yer buldu açıklaması yapıyor. Güya tarımın sorunlarına çözüm aranıyor.

Suya sabuna dokunmadan geçirilen 29 yıl.

Oysa Lao-Tzu’nun dediği gibi, “çağın hakkını vermek çağa uyum sağlamakla değil, ona direnmekle mümkün olabilir.” Büyük liderler hep mücadele edebilenler arasından çıkar. Hep ileriye bakabilenler büyük lider olur.

Şemsi Bayraktar; Ziraat Odası Genel Başkanlığı döneminde hiç iz bırakmamış, temsil ettiği ziraatçılar için tek bir olumlu projeye imza atmamış, örgütünün temel amaçları için tek bir girişimde bulunmamış, tarım için bir çok eylem planı yapmak mümkünken,  29 yılı heba etmiş bir lider olarak anılacak, tarih sayfalarında yerini alacaktır.

Yorum yapın

+ 4 = 8