Karpuz’da Böyle Bir Yangın Görülmedi

“Bir gün yüzümü güldürmedi ama, muhabbetine de hiç doyamadım” demiş Çukurova’nın karpuz üreticisi.. Ne hayaller kurdum. Ne rüyalar gördüm ama sonuç hep hüsran diye sürdürmüş.

Zor iştir karpuz yetiştiriciliği. Seçicidir, her toprakta olmaz. Hele öncesinde karpuz ekilen toprakta hiç olmaz. Bir on yıl bekleyeceksin. Bu nedenle, karpuz ekicileri hep kiracıdır. Karpuz ekimine uygun araziyi buldular mı, hiç düşünmezler hemen kiralarlar.

Sonra ekimi yapılacak türler belirlenir, tohumlar seçilir, naylonlar alınır. Şubat ayı geldi mi, günlerce süren toprak hazırlama işlemleri tamamlanır, ot mücadelesi yapılır, sırtlar çekilir. Malç naylonlamadan sonra hava şartlarından etkilenmemek için iki kat demirli naylon çekilir ve ilk fideler toprağa verilir. Her bir kök’e ayrı ayrı ve tek tek bardak usulü ile gübreleme ve ilaçlama işlemi yapılır ve kapılar kapatılır. Sonra bitkinin çalışmasına göre, sırası ile orta kat naylon kaldırılır. Nisan ayında ise üst naylon kaldırılır. Hastalık kontrol edilir, gübreleme aksatılmadan sürdürülür. Büyüme ve olgunlaşma gözlenir. Yüksek maliyetlere rağmen, hasat’a kadar işler aksatılmadan yürütülür.

Biz bir çırpıda anlattık ama, iş aslında öyle bir çırpıda bitmiyor. Bir dönem boyunca 7-8 kez ilaçlama yapıldığı ve 50 bin kök ekimi yapılmış arazide 50 bin kökün her birine bardakla tek tek gübreleme yapıldığı ve bunun 10 kez tekrarlandığı düşünülürse işin güçlüğü daha iyi anlaşılır.

Gül ile ilgili bir önceki yazımızda sözünü ettiğimiz iklimi kontrol etmek karpuzcular içinde geçerlidir. Çukurova karpuz üreticisinin erkenci ve geççi türleri vardır. Bu türlerin ekimini yapmakla piyasayı bir ölçüde olsa da kontrol altında tutmayı amaçlarlar. Çiftçi erkenci türlerin 3-7 Mayısta hasat’ını yapacak, ilk hasat tamamlandıktan sonra ise 25-30 Mayıs tarihleri arasında geççi türlerle ikinci hasat’ı yapacaktır. İşte iklimi kontrol edebilmek burada devreye girer. Bu tarihlerde ürünü hasat’a yetiştirebilirse para kazanır, aksi halde işler birbirine karışır.

Karpuz üreticisi’nin erkenci dediği türler aslında krizbi karpuzlardır. Krizpi karpuza aşılıdır. Tüketici büyük boy aramıyorsa, renk ve lezzet onun için önemliyse, ince saplı bu tür karpuzları tercih eder. Bu tür karpuzu tercih eden bir tüketici profili olmalı ki, sadece krizbi karpuz alıp satan, diğer tür’e uzak duran tüccarlar oluşmuştur.

Geççi türler, kabak aşılı karpuz çeşitleridir. 10-15 kg. kilo yapabilen, iyi renkli, lifli ve lezzetli türlerdir.  Krizbi türlerin bakım zorluğu ve hastalığa dirençsizliği çiftçiyi kabak aşılı türlere yöneltmiştir. Erken hasat yapılmadığı taktirde lezzetinde farklılık oluşmamaktadır. Bu karpuzun piyasası ve tüccarı da farklıdır.

Hani hep küresel ısınmadan, iklim değişikliklerinden bahsediliyor ve bir türlü tedbirler alınmıyor ya, işte o iklim değişikliği ve küresel ısınma karpuz üreticisini bu yıl fena vurdu. Nisan ayında bir ısınıp bir soğuyan, bazen de yağmur getiren hava şartları, erkenci tür karpuz bitkisini adeta şoka uğrattı. Bitki ne yapacağını şaşırdı. Gelişimi sekteye uğradı ve 3-7 Mayısta olması gereken hasat dönemi geççi türlerin hasat dönemi olan 25-30 Mayıs’a kaydı. İşte olanlar o zaman oldu. Piyasa bir anda karpuz’a boğuldu.

Çukurova üreticisinin bir başka avantajı erkenci tür ile Avrupa piyasasını zorlamaktı. 3-7 Mayısta karpuz üretimi yapılamayınca, 25-30 Mayısta yapılacak üretim döneminde piyasaya Yunanistan ve İspanya’da girince Avrupa pazarı da bizim için kapandı.

Aslında çiftçinin anlamadığı yada anlamak istemediği, piyasada sorun yaratan başka faktörlerde vardı.  Fark edilmeyen bu sorunlar nedeniyle, karpuz piyasasında felaket göstere göstere gelmiş,  yangın çoktan başlamıştı.

Piyasa araştırması yapmak, çiftçiye doğru bilgi vermek ve önderlik yapma görevi olan odalar ve birlikler doğru bilgi vermek yerine goy goy edebiyatı yaptılar.  “Aslan çiftçi 150 bin hektarlık alanda, 1 milyon ton ekip dikiyorsun. Dünyanın en büyüğü sensin” dediler.  Bu kadar sırt sıvazlamaya kimse dayanamazdı. Çiftçi de dayanamadı. Ektikçe ekti.

Oysa dünyanın en çok karpuz tüketen Türk tüketicisinin tercihleri de değişmişti. Artık karpuzla birlikte askıda yetişen kavunlar, eşsiz tatlarda muzlar, sert çekirdekli meyveler, üzümler, armutlar, çilekler aynı tarihlerde sofralardaki yerini almıştı.

Türk tüketicisi büyük karpuz istemiyor, buz dolaplarında fazla yer işgal ettiği için uzak duruyordu. Boy ve gösterişine, albenili rengine rağmen, ara ara gelen kabak tadı da kabak aşılı karpuz türleri için olumsuzlukların başlangıcı olmuştu. Bunlar da fark edilemedi..

Şimdiler de karpuz üreticisine sözcülük edenler, onlara doğruyu söyleme, bilgilendirme görevi olanlar, suçluyu bulmuşlar. Suçlu İran Karpuzu.. Oysa herkes bilir ki, ekonomide yaş sebze ve meyvede tercihler günlük değişir. İran Karpuzu’nun piyasa bulduğu tarihlerde, Çukurova karpuzu hasat’ı başlamamıştır. Çukurova karpuz’u hasatı başladığında İran’dan karpuz girmez. Çukurova karpuzunun fiyatını ise etkilemez.

Bir gerçek var ki; çukurova’dan Ankara’ya giden karpuz’un kg. fiyatına 30 kr., İstanbul’a giden karpuz’un kg. fiyatına ise  40 kr. nakliye biniyor. Ankara Halinde kg.’ı 30 kr.’a karpuz satıldığında, satış bedeli nakliye’yi ancak ödüyor. Rüsum ve komisyonu ise çiftçi cebinden ödemek zorunda kalıyor.

Yangın büyük, çiftçi bitmiş. Soruna çözüm bulması gerekenler doğruyu söylemiyor.

 

“Karpuz’da Böyle Bir Yangın Görülmedi” üzerine bir yorum

  1. Karpuz adamı rezilce eder , vezirde derlerdi.
    Yukarıda açıklanan son yıllardaki gelişmeler va gerçekler ışığında karpuz tarımının yeni baştan gözden geçirilmesi gerekmektedir.

    Yanıtla

Yorum yapın

74 − 69 =