Kazançlar kooperatif yöneticilerine, zararlar kooperatife

Bu ülkenin demokrasi diye bir sorunu var ve kooperatifleri de bu sorunda ayrı tutmak mümkün değil. Bu ülkede gücü ele geçirenlerin kısa bir süre sonra dukalıklar kurduğunun, tek adamlıklar inşa ettiğinin ve üyeleri istismar ettiğinin sayısız örnekleri var ve bu soruna köklü çözümler getirecek yasal düzenlemeler yapılmıyor. Bir şekilde bir kurumu ele geçirenlerin denetimden kaçacağı çok sayıda boşluk var ve bu boşluklar doldurulmuyor. Toplumun işbirliği kültürü ve hesap sorma becerisi yeterince gelişememiş, durum her geçen gün daha kötüye gidiyor. Ahlaki sorun her geçen gün daha derinleşiyor. “Bal tutan parmağını yalar” gibi bir anlayış toplumun her kesimine daha çok hakim oluyor. Ele geçirilen kurumdan menfaat temin etmek, doğal bir hakmış gibi algılanıyor.

İlk kez olmuyor bunlar. 1960’lı, 1970’li yıllarda bölgemizde birbiri ardına, tarımsal amaçlı kooperatifler-birlikler kurulmaya başlamıştı. Yönetiminde tarım üreticileri vardı. Onlar bu kooperatifleri kurduklarını zannediyordu ama, onların adına birileri kurmuştu. Yönettiklerini zannediyorlardı, ama onların adına birileri yönetiyordu. İhracat yaptıklarını zannediyorlardı, ama onların adına başkaları ihracat yapıyordu. Bu nedenle bu birlikler-kooperatifler her zaman kötü yönetildiler. Kötüniyetli kişilerin eline kolayca  terk edildiler. 1980’li yıllarda başlayan neoliberal akımların ilk rüzgarında ise darmadağın oldular. Bugün onlar yoklar ama, beraberlerinde işbirliği kültürünü, birlikteliğe olan güveni ve dayanışma anlayışını da   götürdüler. Şimdilerde üretici-çiftçinin dilinde ve dudaklarında geride  kalan yılların acı tadından başka bir şey yok.

Yok ama, bazen istense de, istemese de hayat ve şartlar,  rüzgarları başka yönden estiriyor. Birliktelik gerektiren oluşumlar yine şart oluyor. Bölgemizdeki çok sayıda çiçek üreticisi İstanbul’da kurulu bir başka kooperatifin üyesi olmak zorunda kalıyor.

Yıl 1945, Yer Eminönü.. Çiçek satışı yapan iki kişinin kavga ettiğini gören Av.Mehmet Sadık Güzelosman hayalindeki açık artırma fikrini gerçekleştirmek için “S.S.Flora Çiçekçilik üretim ve Pazarlama Kooperatifi”ni kurarken, 76 yıllık bir oluşumun temellerini attığını hayal bile edemez. Ama bu oluşum Türkiye’de çiçekçilik sektörünün temelini oluşturur, üretilen tüm çiçeklerin “mezat salonlarında” ve “açık artırma” usulü ile satılması gibi bir yöntemi uygular. Çiçekçilik üretimi ile uğraşan her üreticinin bu kooperatife üye olması gerekir. Aslında şeffaf yöntemlerle, açık artırma gibi usullerle satışlar yapıldığından, günün şartlarına göre fiyat belirlendiğinden, rekabete açık bu sistem sektörün de hızlı bir şekilde gelişmesinin lokomotifi olur.

Ancak pek çok kooperatifin başına gelen o makus talih 2002 yılında  S.S.Flora Çiçekçilik Üretim ve Pazarlama Kooperatifinin de başına gelir. O yıl yapılan Genel Kurul’da kooperatif’in başkanlığına Muammer Yazıcı seçilir. 2000’li yıllarda Türkiye’yi etkileyen iklimin kooperatifi etkilememesi mümkün değildir. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Flora Çiçekçilik Üretim ve Pazarlama Kooperatifi, İstanbul merkezlidir. 18 şubesi bulunmaktadır. Şubelerinin tamamda mezat işlemleri yapılmaktadır. Çok sayıda ortağın ürünlerinin satışının yapıldığı, ürün teslimatının gerçekleştirildiği, paraların tahsil edildiği ve tahsil edilen paraların üyelerin hesabına aktarıldığı karmaşık  bir sisteme ihtiyaç duyulmasına rağmen, garip bir şekilde kooperatifli ilgili bilgi eksikliği olduğu hemen fark edilir. Çok sayıda şubeye, binlerce ortağa ve net satış hasılatı milyonlarca liraya ulaşmasına rağmen, TTK. 397.md. de belirtilen sermaye şirketlerinin internet sitesi kurma zorunluluğu da yerine getirilmemiş, kimse de kendilerine yasal bu zorunluluğu hatırlatmamış. Kooperatifin kurucusu Av.Mehmet Sadık Güzelosman’ın kooperatifi kurma hikayesi ve hayatı ile ilgili bir bilgi kırıntısı dahi yoktur. Sanki bir şeyler gizlenmek, kooperatifi gözlerden uzak tutmak için bir çaba var gibidir.

Kooperatif Yasası uygulaması ile pek çok sorunu beraberinde getirir ama, en önemli sorun kooperatife ortak almada kendisini gösterir. Ana kıstas mezat’a ürün sunabilecek çiçek üretici olmak ve CKS gibi sistemlerde üretici kaydı bulunmak olmasına rağmen, kooperatifte 2002 yılından itibaren üretici olan-olmayan ortak kayıtları büyük bir hızla devam eder. 2017 yılına gelindiğinde üye sayısı 3957’ye ulaşır. Adana, Mersin, Antalya, İzmir,Yalova, Bursa büyük üretim bölgeleridir. Büyük üreticiler vardır ama, 200 Hektarlık bir alanda üretim yapan ortağın bir oyu varken, 1 hektarda üretim yapan ortağında bir oyu olunca, mezat’a hiç mal sunmayan yada üretimi küçük ama etkisi büyük ortaklar kooperatif yönetimlerine hakim olurlar.

Sonra neler mi olur? O bildik senaryolar uygulamaya konur.

Kooperatif yönetimi bir anda, bazı üyelerin kooperatif dışında ürün sattığı iddiası ile, hiç bir delile dayanmadan,  kendilerine muhalif olduğunu düşündüğü 270 ortağın ortaklığına son verir. Ortaklığa son verme işlemi öyle fütursuzca yapılır ki, bu işlemlerin yapılmasından önce ortağın savunması alınmadığı gibi, ihraçtan sonra kendilerine ihbar dahi yapılmaz. Sonrasında en küçük bir itirazda bulunan ortağın akıbeti ihraç ile sonlandırılır.

Türkiye’nin her yerinde 3957 ortağı bulunan kooperatifte Genel Kurul duyuruları İstanbul’da, traji çok küçük bir gazete de ilan edilir. Genel Kurul toplantılarından hiç bir üyenin haberi olmaz. 145, 150 gibi küçük gruplarla Genel Kurullar düzenlenir, istenilen her karar bu toplantılarda alınır ve hukuksuz bir şekilde uygulamaya konulur.

Usulsüzlükler sadece bunlarla sınırlı değildir. Şikayetler ayyuka çıkmıştır. Şirket kayıtları ve faaliyetleri üzerinde Ticaret Bakanlığı müfettiş incelemesi yapılır.  Şirket yöneticileri öylesine kendilerinden emin ve öylesine güç sarhoşluğu içerisindedirler ki; “Çok hatırlı dostlarımız var. Bize bir şey yapamazsınız”  sözleri denetim raporlarında yer alır.

Denetimler sırasında neler mi tespit edilmiş? Anlatalım..

2002-2016 yılları arasında, kooperatif imkanları ile Hollanda’dan çok sayıda çiçek soğanı ithal edilir. Bu soğanların tamamına yakını, çok sayıda fide, tarım ilacı ve taşıma kolisi ile birlikte “doğu karadeniz projesi” adı altında kooperatif yönetim kurulu başkan ve yönetiminin akrabalarına verilir. Ancak ürün bedeli ile ilgili hiç bir borçlandırma belgesi alınmaz. Müfettiş incelemeleri sırasında yapılan uyarılar sonucu çiçek soğanı ve diğer malzemelerle ilgili akrabalardan borç senetleri alınmak zorunda kalınır. Ancak bu senetler hem faizsiz, hem de 2021’yılında ödenmek üzeredir. İthal edilen çiçek soğanlarına ödenen para 8.512.339 Euro’dur. Çiçek soğanı ise 74.626.687 adettir. Bu çiçek ve soğanların önemli bir bölümü başkan ve yöneticilerin akrabalarına bedelsiz verilmiş, kooperatife ise bunlar görev zararı olarak kaydedilmiştir. O tarihlerde ithal edilen soğanların 615.474 adedinin akıbetinin belli değildir. Akrabalara dağıtılan soğanlar nedeniyle kooperatif için  296.316,58 TL zarar oluşmuştur. Yani karlar başkan, yönetim ve akrabalarına, zarar kooperatife yüklenmiştir.

Bu tür karlarla yetinmezler. Bir süre sonra kooperatif yöneticilerinin yakınları adına kurulan Erdinç Seracılık ve Tic.Ltd.Şti., Eryaz Çiçekçilik Ltd.Şti. ve Çiçek Saati firmaları üretici olmadıkları ve kooperatife ortaklık şartı taşımadıkları halde, kooperatife ortak edilir. Bu şirketler Hollanda’dan çiçek-süs bitkisi ve soğan ile Kenya’dan gül ithal ederler. Gerek hava şartları, gerekse bakım teknikleri nedeniyle çok kaliteli olan Hollanda süs bitkisi ve Kenya güllerinin ithali ve satışı özel günlere denk getirilir. Yerli üreticinin bu ürünlerle rekabet etmesi  imkansızdır. Bu yolla hem ithal ürünlerle piyasayı doyururlar, hem kooperatif mevzuatına aykırı olarak mezatta ithal gül ve çiçek sattırırlar. Kooperatif Başkanı “Kooperatifi gül ithalatçısı yaptık. Kooperatif bu yolla kar edecek, ortaklar bu kardan payını alacak. Hem de tatlı bir rekabet başlayacak” derse de, yöneticilerinin kendi şirketlerince ölçüsüzce yapılan ithalat nedeniyle, o “tatlı rekabet” yaşanmaz, yerli üreticinin tamamı yılda bir kez elde edeceği kazançtan olur. Yerli üretici için ithal yılları büyük zararların oluştuğu yıllardır.

İthali yapılan gül ve çiçeklerle ilgili kar’lar kooperatifte yapılan satışlarla sınırlı değildir. Başkan Muammer Yazıcı, yakınları tarafından kurulan şirketler adına satın aldığı gül ve çiçekler için “kooperatif mezatlarında satılacağı gerekçesi ile” Hollanda’lı ve Kenya’lı gül ve çiçekçilik firmalarından komisyon da almaktadır. Bu komisyonlar kooperatif sekreterinin talebi ile  doğrudan kooperatif başkanının hesabına yatmaktadır. Ayrıca ithal edilen gül ve çiçekler mezatta satılmasına rağmen, kooperatife komisyon, nakliye ve hamaliye ödenmediği için kooperatifin bu satışlardan tek bir lira gelir elde etmesi mümkün olmadığı gibi, bu şirketler kooperatife büyük miktarda borçlanırlar ve borçlarını ödemezler.

Başka ayrıcalıkları da vardır. Kooperatif mezatta satış yapan ortağın kazancını 50 günde öderken, bu şirketlerin ithal yolu ile getirdikleri ve mezatta sattıkları ürünlerin bedellerini derhal ödemektedir. Bu yolla yapılan satışlar tamamen ortaklara zarar vermek, başkan ve yönetimdekiler tarafından kurulan şirketlere menfaat sağlamak için yapılmıştır. Bu şirketlerin 2004  yılında yaptığı satışların cirosunun 4.647.567,25 TL. olduğunu belirtirsek, işin boyutları anlaşılmış olur. Yani yine karlar başkan, yönetim ve akrabalarına, zarar kooperatife yüklenir.

Kooperatif başkan ve yöneticiler için hileli işlemlerde sınır yoktur. Kendilerinin yada yakınlarının ortak olduğu şirketlere ait ürünler, kooperatifin “sahipsiz kodu” üzerinden satılmış, diğer üreticilerin bu kodu görmeleri engellenmiştir. Sahipsiz kod incelemelerinde, şirketler adına yapılan ithal ürün satışların yerli üretici ürünlerinin iki katı fiyatlara satıldığı ortaya çıkar. Mezat sırasında kullanılan her yöntem, kooperatif yöneticilerince ithal edilen ürünleri öne çıkarmak ve daha kolay sattırmak üzerine kuruludur.

Zararlar sadece bunlarla sınırlı değildir. İthal çiçek satışlarında KDV ödenmemesi, devletin vergi ziyaına uğratılması gibi nedenlerle doğan zararlar, işbirliği yaptıkları iş ortakları için yaptıkları ağırlama giderleri de kooperatif bünyesinden karşılanır.  Kooperatif ve ortakları üzerinden kazanç temin etme hız kesmeden devam eder.

Tüm bu yolsuzlukları-usulsüzlükleri yapan, kooperatif başkan ve yöneticileri ne durumdadır dediğinizi duyar gibi oluyoruz.

Halen görevdeler ve aynı yöntemlerle çalışmaya devam ediyorlar.

Kooperatife olan borçlarını ödemiyorlar.

Genel kurullarda söz alan ve şikayetleri dile getiren ortakları dövüyorlar.

“Kazançlar kooperatif yöneticilerine, zararlar kooperatife” üzerine 3 yorum

  1. Maalesef bu tip kooparatifler dernekler Sivil toplum orgutleri Gibi kuruluslarin gercek sahipleri uyeler pasif(nemelazim) kaliyorlar.Yada korkutuluyorlar. Boyle olunca menfaatci kisiler yonetimi Ele gecirip istediklerini yapiyorlar.Inonunun dedigi ‘durust insanlarin da durust olmayanlar kadar cesur olmalari gerekir’
    Ancak o zaman bu lsler yolunda gider.

    Yanıtla
  2. öncelikle tüm okur ve çiftçilere selamlar.

    Yukarıdaki yazıyı utanarak okudum resmen. Birde utanmadan isim vererek anlatmışlar.
    S.S. Flora Çiçekçilik Kooperatifi rastgele bir şahıs firması değildir. başkan; tüm üyeler arasında oylama yapılarak yani seçimle gelir. seçim noter huzurunda ve devlet görevlileri tarafından denetlenerek yapılır. seçim sonucunda kazanan başkan olur.
    başkanın görev ve yetkilerini kullanarak yaptığı herşey yine devlet tarafından denetlenir.
    mezat gelir ve giderde yada şöyle söyleyeyim alınan ve satılan tüm ürünler kayıt altındadır ve her zaman denetlenir.
    mali işlerde muhasebe , müşavir, personel, yönetim, başkan hepsi denetlenir. aylık mizanlar extreler teker teker kontrol edilir.
    kısacası kanunen devlet tarafından takip edilen, müffettişler tarafından denetlenen, seçimle yönetim belirlenen bir kurumdan bahsediyorsunuz.
    lütfen kendi yaptığınız yolsuzluklar fark edilip, ihraç edildiniz diye başkalarına iftira atmayın. çamur at izi kalsın gibi düşünceler çiftçi dostlarımıza zarar verir.
    Mezat, çiftçi dostlarımızın ürünlerini kendi aralarında rekabet etmeden en iyi fiyatlarla satıp, en çok kar etmelerini amaçlayan bir kurumdur.
    yine de bu anlattıklarımdan tatmin olmayan çiftçi, bahçevan varsa, kendi mezatlarına gidip kontrol edebilirler. sonuçta sizin ürünlerinizin satıldığı bir yer istediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz. ben eminim ki başkan veya yönetim ya da çalışan personel sizlerle tanışıp vereceğiniz bilgilerle kendilerini ve mezatı daha da fazla geliştireceklerdir.
    Saygılarımla.

    Yanıtla

Yorum yapın

− 1 = 2