Say Köy ve Bağcılık..

20150322_155120Mersin’de bağcılık ve üzümden söz edince, ilk akla gelen yer Say Köyüdür. Say Köy’ü Tarsus Beyazı üzümü ve Sarı Ulak Zeytin’in doğduğu topraklardır.

Toprakları bereketlidir, hem de o kadar bereketli ki, Yedi Uyurlar da bu topraklara gelmiş ve 300 yıl kalmışlar, ayrılamamışlar bir daha..

Ama bu yazının konusu ne Yedi Uyurlar, ne Eshabı Kehf, ne de Sarı Ulak Zeytindir.. Bu yazımızda üzüm ve bağcılık konusunda Say Köylü’lerle konuştuklarımızı aktaracağız sizlere.

Bir süredir takip ediyorduk Say Köy’ün çiftçilerini. Sürekli tarlalarında, bağlarının arasındaydılar. Bakım yapıyorlar, ilaçlarını, gübrelerini atıyorlar, bağlarını yeni bir sezona hazırlıyorlardı. Biz de onlar bir nefes alsın, bu arada omcalar yapraklansın, keyifleri yerine gelsin ki, kendileri ile rahat konuşalım istedik.

Bağlarına gittik ki; zamanı gelmiş, omcalar yapraklanmış, meyve tomurcukları oluşmuş..

Vardık köye.. İşte anlattıkları..

Tarsus Beyazı (Topacık) üzümünün ne zaman ve nasıl bu topraklara geldiğini bilmiyorlar. Babaları, dedeleri hep Tarsus Beyazı üzümü yetiştirmiş. Onların anlattıklarına göre, Tarsus Beyazı üzümü bu topraklarda doğmuş ve tarih kadar eski.. Binlerce yıldır bu toprakların en önemli üzümü olmuş.. Herkes bilir ki, inanılmaz bir rehası, altın sarısı rengi var. Tulum peyniri, sıcak pide ve Tarsus Beyazı üzümü, ayrılmaz bir üçlüdür.. Ancak taneden kolay ayrılıyor, pazara ulaşmıyor gibi gerekçelerle, farklı türlerden yeni bağlar oluşturuluyormuş. Tarsus Beyazı varlığını korumak için geliştirilmiş bir teşvik sistemi de yokmuş. Çok önemli bir genetik varlığımız yok olma sürecine girmiş. Ama yine de gönülleri hep Tarsus Beyazı’ndan yana..

Anlattıklarına göre, bu topraklarda, bu topraklara özgü başka üzümlerde varmış.. Kapama bağcılık yoksa da yetiştirdikleri, Gö Üzüm ve Sapısarı bunlardan ikisi..

Gö üzüm, geççi bir tür. Eylül-ekim aylarında hasatı yapılıyormuş. Dikilmiş bağlarının olduğunu ve ince ve kalın kabuklu türlerinin bulunduğunu söylüyorlar. İyi bir rehası, farklı bir aroması varmış. Orta büyüklükte salkım oluşturuyormuş. Bu tür’ü çoğaltmaya çalışıyorlarmış..

Ama asıl önemsedikleri Sapısarı..20150322_155304

Sapısarı bilinen bir üzüm türü değil, ama bölgede biliniyormuş. Aslında kaybolduğunu sanıyorlarmış. Ama, bahçelerin arasında bir anaç bulmuşlar ve bu anaçtan çoğaltmaya çalışıyorlarmış. Bundan bir tanesini bize gösterdiler. İlginç bir tür. Yaprakları adeta pembe bir renk almış. Aşırı rehalı, farklı aromalı ve çok lezzetliymiş. Her salkım ortalama 300 gr. Geliyormuş. Bu tür’ü yok etmeyeceğiz, çoğaltacağız diyorlar.

Bunların dışında, çok sayıda yeni türler, Say Köylülerin hayatına girmiş. Bu türler nasıl geldi, hangi amaçlarla dikildi, kim önerdi bilmiyorlar ama, bolca dikilmiş. Bu türleri dikerken aslında hep denemişler. Bazen iyi para etmesi, bazen görüntüsü, bazen de verimliliği onların dikim tercihlerini etkilemiş.

Nedir bu türler? Anlatalım..

En yaygın yabancı türlerden birisi Ergin Çekirdeksiz. Varlık sayısı Tarsus Beyazı üzümünü yakalamış.. Salkımlarının büyük olması ve verimli bir tür olması tercih sebebiymiş. Ancak sadece sofralık olarak değerlendiriliyor, kuru üzüm işleme tesislerinin olmaması nedeniyle kuru üzüm olarak değerlendirilemiyormuş.

Üçüncü en büyük bağ sıralamasında Yalova İncisi yer alıyormuş. Erkenci olması, tanelerinin iri ve salkımlarının büyük olması nedeniyle tercih ediliyormuş. Ancak yağmur sonrası dip çatlaması sorunu nedeniyle verim kaybı yaşıyorlarmış.

20150322_150836Son yıllarda Alphonse tür üzüm dikilmeye başlanmış. İri ve siyah yuvarlak taneli, sert kabuklu olması nedeniyle piyasada tercih edilen bir türmüş. Bu özelliği nedeniyle pazara çok rahat ulaştırılıyormuş. Koyu kırmızı rengi nedeniyle şarap yapımcılarından talep görüyormuş. Bu nedenle, Say Köylü için vazgeçilmez türler arasında yerini almış.

Bir diğer tür, Antep Karası üzümü.  Siyah, yuvarlak ve iri taneliymiş. Büyük salkımlıymış. Sofralık ve şaraplık olarak talep görüyormuş. Bölgeye uyum sağladığı ve tercih edildiğini söylüyorlar.

Dikimi çok yapılan türlerden biriside Cardinal. İri ve yuvarlak taneli, orta boy salkım yapıyormuş. Az aromalı olduğu için sofralık ve daha çok şaraplık olarak tercih ediliyormuş.

Trakya İlkeren de, epeyce dikilmiş. Erkenci ve verimli bir çeşitmiş. Ancak çok şireli olduğundan, çabuk bozulduğundan, hassas bir tür olarak belirtiyorlar. Bölgesel sorunları varmış.

Say Köylüler yeni ve yabancı türler de deneniyor. Bunlardan en bilinenleri ise Perlent, Reacly Premad, Early Sweet.. Bunların bir kısmı bölgeye uyum sağlamış. Dikmişler ve sonucu bekliyorlarmış.

Say Köylüler üzüme katma değer yaratamadıklarını ve ciddi bir şarapçılık ve pekmez üretim tesisi kuramadıklarını söylüyorlar. Ama yinede köylerinde “Tilki Durağı” mevkiinde oluşturdukları Pazar sistemi ile bölgede üzüm piyasasını kendilerinin belirlediğini ifade ediyorlar. Üzüm satıldıktan sonra, kalan sataf’ı yada ıskartayı ise Suma fabrikasına yada şarap üreticilerine sattıklarını belirtiyorlar.

Yorum yapın

− 1 = 1