Taze Sarımsak Tarla da 2 TL. Zincir Markette 19.90 TL.

Günlük yaşamımıza bir süredir zincir marketçilik sistemi girdi. Oyuncaktan, hırdavata,  gıdadan, temel ihtiyaç malzemelerine kadar her türlü ürünün satıldığı mağazacılık sistemi, büyük bir hızla büyüdüğünü ve çok sayıda mağaza açtığını belirten reklamları yayınlamakta hiçbir sakınca görmüyor.

Ülkenin sosyolojik gerçeklerini ve ortaya çıkan yeni tüketici profilini çok iyi biliyorlar ve onlara ulaşabilecekleri her türlü yöntemi geliştiriyorlar. Pandemi koşullarının yarattığı “Pazar günü çalışmama ve belirli ürünleri satmama” gibi istisnai durumları saymazsak, internet yolu ile ve sıcak satışlar gibi yöntemlerle neredeyse 7/24 hayatımızda olacaklar. Rekabet sisteminin kurallarının işlemediği ve hakim durum yaratılan tek kontrolsüz alan haline gelme yolunda, hızla ilerliyorlar.

Daha önceki yazılarımızdan da hatırlanır. Üretici, adından da anlaşılacağı gibi üretir. Tüccar değildir. Gıda ürünlerinin pazarın taleplerine uygun olarak hasat edilmesi, kalitesine göre ayrılması, temizlenmesi, ambalajlanması ve tazeliğini koruyarak tüketicinin sofralarına kadar ulaşması için faaliyet zincirine ihtiyaç var ki, bu işi “aracılar” yapar. Pandeminin yarattığı zorlu koşullara ve ülke ekonomisinde yarattığı tahribata rağmen, tedarik zinciri kırılmadığına ve her ürün, en taze şekli ile sofralara ulaştığına göre, aracılar tarafından kurulan bu sistem iyi işliyor. Görünen o ki, üretici çiftçinin bu sistemi kurması mümkün değil ve şimdilik yeni bir sistem kuruluncaya kadar aracıların kurduğu bu  sistem ile ürün tedarik etme usulü devam edeceğe benziyor.

Aslında hep hayatımızda var olan tedarik, aracılar, haller, pazarlar ya da manavlar gibi kavramların oluşturduğu tedarik  yöntemlerini biliyorduk. Ama basından yer alan şekli ile market zincirleri sisteminin tedarik yöntemlerinin yeterince bilinmediğini gözlemledik.

Çiftçi Kulübü olarak bu sistemin nasıl işlediğini sizlere anlatabilmek için araştırdık.

İşte gözlemlerimiz.

Zincir marketçilik sistemi risk almayı sevmiyor. Bu nedenle onlar da aracılardan alabildiğince yararlanıyor. Mevsimine göre üretimi yapılan ürün tedariki için; ülkenin her yanına dağılmış aracılar, temin ettikleri ürünlerin hasatını yaptıktan sonra, üretim bölgesinde bulunan kendi depolarına  ulaştırıyorlar. Bu depolarda ürünlerini kalitesine göre ayrıştırıyorlar, temizliyorlar, pazarın taleplerine uygun olarak ambalajlıyorlar ve market zincir standartlarına uygun hale getirdikleri ürünleri market zincirin bölge dağıtım depolarına teslim ediyorlar.

Market zincir sistemi başta Mersin ve Antalya olmak üzere, İzmir, Bursa, Gebze, Bayrampaşa’da bölge depolar kurmuş. Aracılar temin ettikleri ve işledikleri ürünleri bu depolara teslim ediyorlar. Market zincir sistemi ise bu ürünleri hiç geciktirmeden ve tazeliğini koruyarak ihtiyacı olan marketlere ulaştırıyor. Anlaşılan o ki, çok iyi işleyen bir sistemle faaliyetlerini sürdürüyorlar.

Bu yazıda ürün olarak bahsedilenden yaş sebze ve meyve anlaşılmalıdır. Marketlerin manav reyonlarında satılan çok sayıda yaş sebze ve meyve bulunmaktadır. Ancak anlam karışıklığına sebep olmamak ve tarladaki fiyatların mağazada nerelere geldiğini göstermek bakımından bu yazıda örnekleme metodu kullanılacak ve  tek bir ürün bu yazının konusu olacaktır. Bu ürün taze sarımsaktır.

Son yıllarda Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Gaziantep taze sarımsak üretiminde ön plana çıkmıştır.  Temel üretim bölgesi olma yönünde hızla ilerliyorlar. Aracı istediği kalitede ve bollukta ürünü bu bölgelerden bulabiliyorlar.

Sarımsak hasat edildikten sonra sapları ile birlikte ve 10 kilogramlık balyalar halinde Mersin’deki işleme deposuna kadar ulaştırılıyor. Depolarda pek çok genç kıza iş imkanı sağlanmış. Onlar sarımsağın saplarını ve sakallarını kesiyor, iki kat kabuk soyuyorlar, kalitesizlerini ayırıyorlar ve ambalajlayarak ürünü teslim edebilecekleri hale getiriyorlar.

İşleme esnasında gördük ki; sapları ve sakalları kesilen, iki kat kabuğu alınan 10 kg. sarımsak yüzde 50 fire veriyor. Aracı sarımsağı tarladan 2 TL’ye almış. “Yüzde 50 fire verdiği için bu ürün bana 4 TL’ye mal oldu.” diyor. Sarımsağın Mersin işleme depolarına gelmesi için ödenen nakliye ve işleme için ödenen işçilik bedeli ürüne 1 TL maliyet olarak yansımış. Sarımsağın ana depolara teslimi için kullanılan plastik sandık ve rüsum giderleri de ürüne 1 TL yük getirmiş. Bu nedenle, ürünün satın alınması sırasında  üreticiye ödenen ürün bedeli, fire bedeli, nakliye ve işçilik, ambalaj ve rüsum masrafları dahil olmak üzere teslim edilmeden önceki maliyet 6 TL’ye ulaşmış. Doğal olarak aracı  6 TL’ye malettiği ürünü 7.5 TL’ye market zincire fatura etmiş.

Market zincir sistemi, ürünlerini hal sistemi dışında temin ettiği için ayrıca halciye komisyon ve belediyelere de rüsum ödemiyor. Yaş sebze ve meyveyi hallerden temin eden pazarcılara ve manavlara göre buldukları yöntemle büyük bir avantaj elde etmişler.

Bu yazının yazıldığı tarihte market zincirlerinin bir kaç mağazasını gezdik. Manav reyonlarını inceledik. Üretici tarafından 2 TL, aracı tarafından 1.5 TL kar konularak 7.5 TL’ye satılan sarımsak zincir market reyonlarında 19.90 TL etiketle satışa sunulmuş. Bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz. Üretici-çiftçi tarafından üretilen ve 2 TL’ye satılan taze sarımsak tüketici ile 19.90 TL’ye buluşmuş.

Bir kez daha ifade etmek istiyoruz ki, bu yazının temel amacı serbest piyasa ekonomisinin kurallarını eleştirmek değildir.  Amaç tarım sistemindeki kurgulama hatalarına dikkat çekmektir. Üretici-çiftçi sarımsak ektiği araziye kira öderken,  tohum temin ederken, dikinden hasat’a kadar giden süreçte çok sayıda işçi çalıştırırken, ilaç, gübre ve mazot giderlerini karşılarken ürününü 2 TL’ye satıyorsa bu döngü sürdürülemez.  Üretmeye devam edemez. Zincir marketçilik sistemi 2 TL’ye tarlada satılan ürünü 19.90 TL’ye satarsa, tıpkı kuru bakliyatta olduğu gibi, bir kaç yıla kalmaz taze sarımsağı da ithal etmek zorunda kalır.

“Taze Sarımsak Tarla da 2 TL. Zincir Markette 19.90 TL.” üzerine bir yorum

Yorum yapın

51 + = 60