Yeşilliğin İsimsiz Kahramanları..

fft2mm3655734Bir lokantaya gittiğinizde garsonun size ilk sorduğu soru “Salatanız nasıl olsun ?” dur. Ne yerseniz yiyin, ne sipariş verirseniz verin, iyi bir yemeğin olmazsa olmazıdır salata.. Taze yeşillikle yapılmış, üzerine kaliteli bir zeytinyağı dökülmüş salata tarifsiz lezzetler sunar. Sofralara süs, ağızlara tad verir. Hiç şüphesiz iyi yemek kadar, iyi salata da önemlidir.

Peki hiç merak ettiniz mi? Her manavda bolca bulunan ve salataya renk, tad, lezzet veren yeşilliğin nasıl üretildiğini? Biz merak ettik ve sizin için araştırdık. Yeşilliğin başkenti Karaduvar’a gittik.

Diğer ürünlere göre, pek de ünü, şanı olmayan yeşilliğin özel bir üretim aşaması ve çok gizli kahramanı var. Bu kahramanlardan birisi de Salah Salmış.  Üretimin başından, satışın sonuna kadar her aşamada görev almış birisi. Bu nedenle, bilgisine değer verdik, anlattıklarını önemsedik.IMG_8955

Salah Salmış’ın anlattıklarını kısaltmadan size aktarıyoruz. Yorum sizin..

Karaduvar’lı yeşillik yetiştiriciliğini biliyor ve uzun yıllardır bu işi yapıyorlar. Bu konuda uzmanlaşmışlar. Yetiştirdikleri arasında Maydanoz, tere, roka, nane, fesleğen, reyhan, ekşime, kekik, laz lahanası, marul, bezik, ıspanak, dere otu, semiz otu vb. yeşil bitkiler var.

Eskiden büyük arazilerde ekim-dikim yaparlarken, kentleşme baskısı kendilerini de vurmuş ve o güzelim tarım arazileri imarlı alan haline gelmiş. Şimdi 200 mt.den  10 dönüm’e kadar olan çok sayıda parçalı arazilerde ve evlerin arasında yeşillik üretmeye çalışıyorlar.

Bölgenin sıcak ve iklimin müsait olması nedeniyle Ekim ayında başlayan, Haziran ayında  biten bir süreçte üretim yapıyorlar. Daracık arazilerde ve o kadar çok ürün elde ediyorlar ki, her gün ve Türkiye’nin her yerine ve gümrüklere  400’e  yakın araç yeşillik taşıyor.

Her ürün, 40’ar günlük sürelerle hasat ediliyor ve Türkiye’nin yeşillik ihtiyacı buralarda planlıyorlar. İhtiyaç kadar ve belirli tarlalarda hasat’a başlanıyor. Belirli ürünlere talep’in artması halinde, bu ürünler derhal seralar da ve kapalı ortamlarda üretim sürelerini kısaltacak şekilde yeniden üretiliyor.

Üretime başlamadan önce 100 TL/kg.’a ıspanak, 75 TL/kg.’a tere, 20 TL/kg.’a pazı, 30 TL/Kg.’a maydanoz tohumu alıyorlarmış. Marul’un tohumunu ise 100 gr.’ı 80 TL den satın aldıklarını belirttiler. Tohumların tamamının yabancı menşe’ili ve çok pahalı olduğu için ister istemez, tohum maliyetleri de üretim maliyetlerini yükseltiyormuş.

IMG_8959Üretim yaptıkları arazilerin çok küçük ve konutlar aralarında olmasının çok sayıda olumsuz sonuçlarının olduğunu, mantar’i hastalıkların ve diğer zararların yoğun etkisi altında bulunduklarını ve kullandıkları ilaçların da maliyetlerini artırdığını belittiler.

Yine arazilerin küçük olması nedeniyle tarlalarda teknoloji kullanamıyorlar ve her türlü işçilik insan gücü ile yapıldığından, maliyetleri daha da arttığını ifade ediyorlar.

Karaduvar’lılar kış haşatını bitirdikten sonra, Konya Ereğli’ye gidiyor ve kiraladıkları arazilerde yaz sezonu yeşilliği üretiyorlarmış ki, pazarlarını kaybetmesinler.. Yani soluk almadan, yaz kış üretimleri devam ediyormuş..

Biz gördük ki; Karaduvar yeşilliğin başkenti, karaduvar’lılar ise yeşilliğin ordinaryusu.. Tüm Türkiye’de rakipsizler. Tarifi mümkün olamayacak kadar olumsuz ortamlarda harikalar yaratmışlar, ülkemiz için müthiş katma değerler ortaya koymuşlar.

Biz arazilerini gördük, anlattıklarını duyduk ve gözlerimize inanamadık.

Söyleyecek tek bir sözümüz var. Elinize, yüreğinize sağlık…

Yorum yapın

− 4 = 3