Ziraat Odası Genel Başkanının Başka İşi Yok mu?

imagesÇiftçinin ürettiği ürünlerin hava şartları ile yakın ilgisi vardır. Don, aşırı yağış, kuraklık, sıcaklık artışları hatta zamansız esen rüzgar’ın bile çiftçinin o yıl alacağı ürünün miktarını ve kalitesini etkiler. Eğer çiftçi doğal afetlerden birisine yakalanmışsa, o yıl ürün az olur. Hava şartları uygun olursa, ürün bol olur. Tüm bunların dışında ülkemizde plansız bir tarım ekonomisi olduğu için, çiftçi bu yıl para eden ürünü sonraki yıl bolca yetiştirir. O zamanda ürün ucuzlar.

Çiftçimiz aslında farkında olmasa da, iktisat ilminin temel bir kuralı devreye girer. Ürün bol olunca fiyatlar çok düşük olur. Ürünün az olduğu yıllarda ise ürüne talep artar.  Çiftçimiz de talep fazla olduğu için ürününü biraz daha fazla fiyata satmayı umar ki, az olan ürününü biraz daha fazla fiyata satıp, bir önceki yılın total fiyatını yakalasın.

İktisat bilimine göre, arz ve talebin kesiştiği yerde fiyat belirlenir. Yani ürün pazara arz edildiğinde, o ürüne olan talep, ürünün fiyatını oluşturur. Üretici ne üretirse üretsin, ürünün fiyatının başka bir yöntemle belirlenmesi mümkün değildir. İstisna,  galiba tarım ürünleri.. Her ürün fiyatı serbestçe belirlenirken, gıda ürünlerinin tüketiciye ucuz ulaştırılması beklenir. Bu nedenle, tarım ürünlerinin fiyatları artarsa, pazardan feryatlar yükselir.IMG_9054

Geçtiğimiz yıl, hava şartlarındaki olumsuzluk bazı ürünlerin az yetişmesine sebep oldu, fiyatlar yükseldi. Fiyatlardan herkes şikayet ediyor. Ama en çok da Ziraat Odası Genel Başkanı şikayet ediyor. Gün geçmiyor ki, bir kameramanı yanına alıp, pazarları dolaşmasın.. Fiyatlardan yakınmasın.. Ürün fiyatı tarla fiyatının beş katı fiyata satılıyormuş! Mazot 1.5 liraya satılırsa, ürün fiyatı 5 kat ucuzlarmış..

Üstad, şikayet etmekle kalmıyor iktisat ilminin ilkelerini yeniden belirliyor. Kuralları yerle yeksan ediyor. Arz-talep, sebep-sonuç ilişkisine değinmeden anlattıkça anlatıyor. Anlatırken de, maliyet artışlarını irdelemiyor, çiftçinin asıl ve ana sorunlarına değinmiyor.

Biliyor ki; çiftçi konuşmuyor, konuşsa da kendisini kimse dinlemiyor. Etkisi yok, yetkisi hiç yok. Onun için o da tüketiciye şirin görünmeye çalışıyor.

Oysa Ziraat Odası Genel Başkanı olarak;

Demeli ki;

Tarım topraklarına dayanılmaz saldırılar var. Topraklar yok ediliyor. Çiftçi düz alanlardan, sulak ovalardan dağlara kaçtı. Düzelttiği küçücük taşlı topraklarda taşıma su ile tarım yapıyor. Bu nedenle maliyetleri yükseldi. Fiyatlar bu nedenle yüksek.

 Demeli ki;

IMG_9044Türkiye’nin pazarlama ve ihracat  politikası yok. Çiftçinin ürettiği ürünü pazarlara bizzat sunacağı bir sistem yok. Kendi ürününü pazarlayacağı birlikler oluşturamıyor.  Ürününü çaresizce aracıya vermek zorunda kalıyor. Fiyatlar bu nedenle yüksek.

 Demeli ki;

Çiftçi sürekli deneme yapıyor ve denemekten, sökük dikmekten yoruldu. Çaresizce ve plansızca ürettikçe üretiyor. Tüm bunları yaparken bilgiye ulaşamıyor. Bunlar maliyetlerini etkiliyor. Fiyatlar bu nedenle yüksek.

Demeli ki;

Dünyanın en pahalı mazotunu, en pahalı gübre ve ilacını kullanıyor. Desteklemeler yetersiz. Teşvikler ise kendisine değil ihracatçıya veriliyor. Fiyatlar bu nedenle yüksek..

Yorum yapın

1 + 2 =